Monday, January 10, 2011

Düzenbazlık değil de nedir?


Siz bahçenizdeki küçük bir fidanın eğilmesine ,kırılmasına tahammül edemezken ,benim bahçemden her gün bir orman taşınıyor,siz yağmurdan bir damla su düşürmesini dilerken ;benim nehirlerim ,balıklarım dev borulara hapsedilip götürülüyor. Kar bile yağmıyor memleketime...


   Gurbet ,Sıla hasreti değil artık yüreğimizi sızlatan, isyan ettiren;Dönecek bir sılamızın bile olmaması Evimizin,bağımızın  yok olması...  Bak  izciler tohum dökerken peşlerinden ;Dev Makineler çiğniyor benim topraklarımı , her yerinden deşiyorlar bağrını, KANINI emiyorlar ki nasıl çekiş!!!!!

Hangi doktor deşiyor hastanın her yanını ,hangi damarın yolunu değiştiriyor !  

 Yok arkadaş Gurbet yine çekiliyor da böylesi çekilmiyor,Sahipsiz kaldı baba ocağı ,sessiz kaldı,
düşman olsa bukadarını da yaparmıydı!  

   Livane yavruları gurbeti livanesi  için çekiyor ,okuyor daha aydın olabilmek için  daha aydın kılabilmek için insanlığı her livane yavrusu yaşıyor bu özlemi onlar onlar çalışırken sizler için ,siz bu yavruların bağrına kuruyorsunuz barajlarınızı ,biz sizin için yapıyoruz herşeyi ....
ya siz kimin için yakıyorsunuz,yıkıyorsunuz....


  Türk Milleti  yaktığı,budadığı yerlere taraftar ormanı ,hatıra ormanı dikedursun!....
Derede durduğu gibi durmuyor artık  sular ...
  Memleketin dönüm dönüm ormanları ,Suları mahfediliyor.....Karşı  Davlar açıldı bu flora yok olmasın,milli parklar ,Küçük İsviçre yok olmasın diye , Kazanıldı da,yürütme durduruldu ,mahkeme de haklı buldu bizleri,Onlar durmadılar bir kılıf oydurmamız yakındır dedi devam ettiler 22 baraj projesine ,
Çoruh yıktı geçti ikikez betonlarını ,söktü tam temelinden ,eğimini ayarlayamadıkları  uçurum kenarı yollar 5 müdür değiştirdi ,göz yuman görevine devam etti .

...Baktılar ki milli park burası ,dünya ,avrupa izin vermiyor bir dal koparmaya ,biz de milli park yasasını değiştirir ,öyle yıkarız buraları ,50 yıl yesek hazır parayı yeter diyorlar.....

Bak şu düzenbazlığa,bakar kör olduk cümlemiz,

Anla kardeş artık, bir kere de dinlemekten yorul ,bir ses çıkar bir soluk !
Tesla döneminden kalma sistemle doyumsuz insanlara enerji üretiyoruz tasarruf etmek yerine ,kat kat fazlasını zehirlediğimizi göz ardı ediyoruz.

Git kardeşim yakındır yok oluş ,git de kalan son havasını solu ,son çiçeğini arısını sev,dağ suyundan iç ,Git kardeşim ,onlar bize yaretmedikleri sularda boğulacaklar,toprağına küstürdüler suları ,boranlarla kıtlıklarla akıllanacaklar.

Madem susuyor cümle cemil ... bağırmam gür sesim kısıldığında kesilir, 
Diyorsan ki bağırdığınla kalacaksın bu toprak senin de değil,

Söndü mü bir kere baba ocağı ,gurbet heryerde gurbet bize .. .. Livane Yavruları da yar olmaz bu katillere baba ocağından göçtüğü gibi göçer  gider yadellere !


Oku Düşün Haykır!


-Aşağıda alıntı yaptığım makale ,anlatmak istediklerimi kanıtlar nitelikte !


28 Aralık 2010 Tarihinde, TBMMeclisi’nde onaylanan 6094 sayılı “Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kullanımı Yasası”nda, milli parklar, sit alanları, tabiat parkları ve doğa koruma alanları HES’lerin emrine veriliyor. Gerekçe olarak da: “Milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ile tabiatı koruma alanlarında, muhafaza ormanlarında, yaban hayatı geliştirme sahalarında, özel çevre koruma bölgelerinde ilgili Bakanlığın, doğal sit alanlarında ise ilgili koruma bölge kurulunun olumlu görüşü alınmak kaydıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesislerinin kurulmasına izin verilir” denilerek,

Ülkenin enerji gereksinimi için her türlü yolun gündeme taşınması amaçlanmakta ve buralara HES’ler kurulmak suretiyle önce yandaşlara taşeronluk hizmeti sunularak talan sınırsız hale getirilmektedir.

Hiçbir bilimsel incelemeye değer vermeden, bölge halkının tepkileri, tarım amaçlı su gereksinmeleri dışlanarak sadece müteahhitlik hizmetleri ve %3’lük enerji katkı payına büyük bir yatırm yapılmakta ve daha sonra da bunlar yabancı şirketlere 3996 sayılı “Yap-işlet-devret” modeliyle 49-99 yıllığına devredilmektedir.

Şimdi 6094 sayılı “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elekrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair” adıyla, yeni bir yasa çıkartarak halkın ormanları, sit alanları, doğal varlıkları, akciğerleri pervasızca yok edilmek isteniyor. 

Kitle örgütlerinin yaptıkları açıklamalara hiç aldırış etmeden, yöre halkının toplu eylemlerine, tepkilerine, feryatlarına, büyük direniş göstermelerine önem bile vermeden inatla yıkım sürüyor. Halk ve kitle örgütleri: “ Hesler bahane edilerek vadilerimiz büyük bir yıkımla karşı karşıya, ormanlarımız 2B yasası ile talana açılıyor, dağlarımızı almak ve yok etmek için binlerce maden şirketi, taş ocağı, mermer şirketi sıraya girdi…



YASAL HAKLARIN GASPI

Bu yasa, suyumuzun, toprağımızın, havamızın ve doğal yaşamımızın elimizden alınması, yasal haklarımızın da gasp edilmesi anlamını taşıyor”diyorlar. Anadolu’nun tüm dereleri HES’ler için satıldı. Ancak halkın büyük bir direnç göstermesi dindirilemedi.

Ödemiş Bozdağlardan, Tunceli Munzur Vadisi ve Pülümür Vadisi’ne; Tokat Kelkit Vadisi’nden, Fırtına Deresi, Liç Vadisi, Bartın-Amasra ormanlarındaki termik santral tahribatına kadar yurdun dört bir tarafından yükselen feryatlara yetkililerin kulakları tıkanmış durumda.

Fethiye-Kumluova beldesinde kurulmak istenen çevresindeki doğal güzelliklerle sarmaş dolaş olmuş dünya harikası güzellikler rügâr enerjisi adına tahrip edilerek büyük orman katliamı yapılmakta; arıcılar bu katliam karşısında ÇED’in göz ardı edilmesine ve arıcılığın biteceğine dikkati çekiyorlar. Dev rüzgâr tribünleri arı ölümlerine, kuşların yok olmasına neden olacak. 

Yüksek elektrik akımının arıcılığı öldüreceğini, doğal yaşama zarar vereceğini vurguluyorlar. Bu da göstermektedir ki; yapılmak istenen sadece “özelleştirmeler” nedeniyle ülke varlıklarının bir “meta” gibi görülmesi, ne varsa satılması hem de taşeronlaştırılma sında ibaret olmayıp, yabancılaştırılmasıdır.

Sonuç olarak öncelikle; neo-liberal, küresel ekonominin sistemin simgesi olmuş 3996 sayılı “Yap-İşlet-Dev ret” yasası ile yeni çıkarılan 6094 sayılı yasanın ivedi olarak iptal edilerek halkın kanayan vicdanının onarılması gerekmektedir. 

Orhan Özkaya

Eski Tapu ve Kadastro Genel Müdür Yardımcısı

No comments:

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2015

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2015

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2015

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2011

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2009

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2007

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2008

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2015

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2009