Saturday, January 29, 2011

Engelli Kardeşlerimiz İçin Faydalı Tasarımlar






ABD'li uzmanlar, görme engelliler için yazılı metinleri tarayarak sesli hale getiren yeni bir cihaz geliştirdi. Massachusetts'teki Kurzweil Eğitim Sistemleri adlı şirket tarafından piyasaya sürülen cihaz, bir kamera ve kişisel bir veri bankasından oluşuyor. Şu ana kadar 500 görme engelli tarafından denenen cihaz 3 bin 500 dolardan satışa sunulacak.

Bu cihaz sayesinde görme engelliler, lokanta mönüsünden gazeteye kadar birçok yazılı metni kolaylıkla anlayabilecek. (Akşam)

6 MİLYON DOLARLIK YARI BİYONİK ADAM

ABD'de beynin komutlarıyla gerçek kaslar gibi hareket edebilen ve hisseden biyonik kol geliştirildi. Biyonik kol, Chicago Rehabilitasyon Enstitüsü'nde bir hastaya uygulandı. Hasta, beyniyle kolunu hareket ettiriyor, acıyı ve sıcağı hissedebiliyor.

2001 yılında geçirdiği bir iş kazasında 7400 volt elektrik taşıyan yüksek gerilim hattına dokunması sonucu kollarını kaybeden 56 yaşındaki Jesse Sullivan, kendisine uygulanan biyonik ve elektronik kol ve eli, beyninin emirleriyle hareket ettiriyor, hatta acı ve sıcağı hissedebiliyor. Sullivan, şimdiye kadar tasarlanan en gelişmiş takma kola sahip.

ABD'de bölgesel yayın yapan Local 6 News isimli televizyon kanalı, Jesse Sulivan'ın dünyanın ilk gerçek yarı-biyonik adamı' olduğunu bildirdi. Ancak bu yeni protezin maliyeti oldukça yüksek. Kol, tamamen geliştirildiğinde maliyeti 6 milyon doları bulacak.

Protez nasıl yapıldı
Kazada kollarını kaybettikten sonra Chicago Rehabilitasyon Enstitüsü'nde tedavi altına alınan Sullivan'ın koluna giden 4 ana sinir alınıp göğsünde deri altına bağlandı. Geliştirilen protezde ön kola bir bilgisayar, Sullivan'ın göğsüne ise mandallı bir iğne sistemi yerleştirildi. Elden yollanan sinyaller, iğnenin göğüse batmasını ve buradaki sinirlerin uyarılıp hislerin beyne iletilmesini sağlıyor. Beyin, bu sinyalleri göğüsten gelen verilerolarak değil, gerçek elden gelen sinyaller olarak algılıyor.

Enstitü uzmanları, biyonik kolun protez alanında her şeyi değiştireceğini ve bir yıl içinde tam zamanlı kullanımının mümkün olacağını söylediler. Dünyanın ilk yarı-biyonik adamı Sullivan, kendi ihtiyaçlarını karşılaması için bu gelişmenin çok önemli olduğunu belirtti. Sullivan nesneleri tutup kaldırabiliyor, sıcağı hissediyor. Protez parmakların geliştirilmesiyle ayakkabılarını bağlaması bile mümkün olabilecek.

KONUŞ KONUŞ DEVAM ET. O SENİN İÇİN SMS YAZAR.





Güney Kore'nin elektronik devi Samsung, sesli mesajı yazılı hale getirebilen ilk ses tanımlı cep telefonunu üretti. Şirketin Başkan Yardımcısı Peter Skarzynski, yeni ürünün tanıtımında yaptığı açıklamada, kullanıcıların ilk kez kablosuz olarak mesajlarını doğrudan cep telefonlarına dikte edebileceklerini söyledi. Bu yenilik, görme ve ellerini kullanamayan engelliler tarafından sevinçle karşılandı.

Skarzynski, bunun mesajlaşma (SMS) işlemini önemli ölçüde kolaylaştıracağını belirtti. Nokia'dan sonra dünyanın ikinci büyük cep telefonu üreticisi Samsung'un yeni modellerinde bu yeni özelliğin bulunacağı kaydedildi.

ENGELLİLERİ REHABİLİTE EDEN ÖZEL BİSİKLET

İngiltere Londra Üniversitesi'nin yeni bir buluşla engelliler bisiklete binip ayakları ile pedal çevirip özgür olmanı tadını çıkarıyor. Üç tekerlekli özel bisiklet, yürüyemeyen engelliye takılan elektrotların kaslara emir vermesi ile çalışıyor.

Londra Üniversitesi uzmanlarının çalışmaları ile hayata geçirilen mucize özel bisiklet şu şekilde çalışıyor: Ayakları bisikletin pedallarına yerleştirilen engellinin vücuduna elektrotlar takılıyor. Bu elektrotlar kaslara küçük elektrik akımları gönderiyor. Ve elektrotlar sayesinde kaslara hareket emri veriliyor. Özel bisiklet ile pedal çeviren engelli hızını, bisiklete bağlı olan joystick ile ayarlayabiliyor.

Bu bisiklet, kasların hareket ve gevşemesi sağlanarak engelinin rehabilite edilmesine de olanak sağlıyor.

GÖRME ENGELLİLERE KONUŞAN ÇAMAŞIR MAKİNESİ

Teknoloji doğru kullanıldığında engellilerin yaşamına sonsuz, pratik, çözüm önerileri sunuyor. Bunlardan biride ABD deki Michigan Devlet Üniversitesinde araştırma görevlisi bir grup mühendisin görme engelliler için, konuşan çamaşır makinesi üretmesi.

Braille alfabeli tuşlarla görme engelliler için yapılan beyaz eşyalardan sonra konuşan çamaşır makinesi görme engellilerin yaşamını daha da kolaylaştıran önemli bir buluş. Bu buluş sayesinde görme engelliler ev eşyalarını kullanırken, kimseye ihtiyaç duymadan bağımsız bir birey olmanın doya doya tadını çıkartacak.

BBC nin internet sitesinde yer alan habere göre makinenin tuşlarına basıldığında sesli olarak hangi tuşa basıldığını söylüyor. Böylece, çamaşırlar, 30 derece sıcaklıkta suyla ve yünlüler kategorisinde yıkanacaksa yanılma riski tamamen ortadan kalkmış oluyor.



ENGELLİLERE ÇORAP GİYDİREN ÇILGIN YARDIMCI

Eğer eğilemiyorsanız ve çorabınızı kendi başınıza giyemiyorsanız size çılgın bir tavsiyemiz var. Crazy Assistant. Engelliler, yaşlılar ve eklem rahatsızlığına yakalananlar Crazy Assistant (Çılgın Yardımcı) ile çoraplarını hiç kimsenin yardımı olmadan kendi başlarına giyebiliyor.

Crazy Assistant ın ( Çılgın Yardımcı) mucidi Walter Zumbach. Zumbach, engellilerin yaşamına pratik çözüm getiren buluşuna Crazy Assistant (Çılgın Yardımcı) adını vermiş.

Çorap Giyme Makinesi Crazy Assistant, iki ayarlanır kolluk ile uzatılabilen bir bastondan oluşuyor. Engelliler çoraplarını hiç kimseye ihtiyaç duymadan çılgın yardımcısı ile kendi başına giyebiliyor.

GÖRME ENGELLİLERE YOL GÖSTEREN CEP TELEFONU

Finlandiyada geliştirilen bir cep telefonu sayesinde görme engellilere artık köpekler değil, cep telefonu rehberlik ederek yol gösterecek.

Finlandiya hükümetine bağlı Teknik Araştırmalar Merkezi VTT nin, yeni buluşu görme engellilerin kent içinde daha rahat hareket etmelerini sağlıyor. Uydu yoluyla herhangi bir kişi yada yerin koordinatlarını belirleyen GPS teknolojisi ve internetle çalışan telefon kişinin nerede olduğunu, yakınında hangi mağaza yada otobüs durağının bulunduğunu sesli uyarı sistemiyle belirtiyor.

Yeni cep telefonu görme engellilere otobüs, metro gibi toplu taşıma araçlarının zamanlarını, hangi duraklarda durup kalktıklarını da sesli mesajla tüm detayları ile iletiyor. Görme engelliler tuşları kullanmadan sesli komutla istediği bilgiyi anında cep telefonundan öğrenerek günlük ulaşımını kolaylıkla kimseye bağımlı kalmadan yapabilecek.

Noppa adlı projenin hayat geçirilmesi ile üretilen yeni cep telefonu sonbaharda bir grup görme engelli tarafından denenecek.

ERICSSON'DAN İŞİTME ENGELLİLERE 3G

İşitme Engelliler, iletişim kurmada SMS'in dışında 3G ile işaret dilini kullanarak, kablosuz iletişimin birçok özelliklerinden yararlanabilecekler.

Ericsson'un iş ortakları ve Avrupa birliğinin önemli destekleri ile yürüttüğü WISDOM projesi işitme engellilerin yaşamını değiştirecek bir yenilikle olumlu sonuçlar verdi.İşitme engelliler cep telefonları ile 3G sayesinde işaret dilini kullanarak,kablosuz iletişimin zengin özelliklerinden yararlanabilecekler.İşitme engellilerin(3G Third Generation-Üçüncü Nesil) teknolojisi Ericsson'un önemli katkıları ile yürütülen teknolojik bir yenilik çalışması olan WISDOM'in (Wireless Information Services For Deaf People On The Movie) sonuçları geçtiğimiz ay İngiltere'nin Bristol kentinde açıklandı.İşitme engelliler ile ilgili Sivil Toplum Örgütleri, Üniversiteler ve Operatörlerin içinde olduğu bir çalışma ekibi ile hazırlanan projenin sonuçları engelliler dünyasında büyük sevinçle karşılandı.

WISDOM işitme engellilere içinde video uygulamaları bulunan mobil video servisini içeren bir platform sunuyor. İşitme engelliler cep telefonunde otomatik çeviri servisleri sayesinde ses,video ve metinleri aynı anda telefonun ekranında görebiliyorlar. Bu sayede işitme engelliler birbirleriyle ve diğer diğer insanlar ile konferans görüşmesi yapabilecek.

Bu çalışmanın başarılı olmasında Ericsson, UMTS (Universal Mobile Telecommunications System-Evrensel Mobil Telekominikasyon Sistemi) video konferans ve video streaming servislerinin oluşturulması ve test edilmesi, notebook, PDA ve cep telefonu arasında Bluetooth yani kablosuz iletişim teknolojisinin bağlantı ve etkileşimini sağlamak oldu. Ericsson Ar-Ge merkezi,Madrid'de bulunan ve 3G video telefon testlerinin yapıldığı Global Servis Teslim Merkezi tarafından desteklendi.

İşitme engelliler,daha düne kadar insanlar ile iletişim kurabilmek için sadece evlerindeki yada işyerlerindeki faksla haberleşebiliyorlardı. Ancak cep telefonların yaşamımıza girmesi ile titreşimli cep telefonları sms ile işitme engellilerin iletişim kurmalarını daha kolay ve hızlı sağlamalarına olanak sağladı. Birçok engelli SMS ile iletişim kurmaktan hoşlanmadığı için zamanla SMS işitme engellilerin haberleşmesinde yetersiz kaldı. Ericsson'un 3G teknolojisi, işitme engellilerin yaşamını kolaylaştıran buluşu son yılların en önemli gelişmesi olarak kabul ediliyor. Ericsson'un İspanya İnovasyon Müdürü Julio Lopez Roldan, "iş ortaklarımızla yaptığımız çalışmalar sonucu edindiğimiz bilgilere göre SMS işitme engelliler için yetersiz kaldığını öğrendik. Çoğu metin bazlı uygulamalardan hoşlanmıyorlar.Bu nedenle işaret dili transmisyonunun işitme engelliler için çok gerekli olduğuna inanıyoruz" dedi.

JAPONYA'DAN ENGELLİLERE SİHİRLİ BASTON

Teknoloji her geçen gün insan yaşamına inanılmaz kolaylıklar getirirken engelliler de unutulmuyor. Bunun en güzel örneklerinden biri yine Japonya'da yaşandı.

Japonya'da yaşanan bu teknolojik gelişme, Japon Trafik Birliği desteğiyle gerçekleştirilen iki yönlü iletişim yapabilen bir baston. Bu bastonu taşıyan bir kişi bir kavşağa geldiği zaman, bir taraftan baston kavşağın adını engelli vatandaşa seslendiriyor, diğer taraftan da trafik ışıklarının sensörlerine bir sinyal gönderiyor. Bu sinyal iletildikten sonra trafik ışığı sesli duruma geçiyor. Aynı zamanda bu sihirli baston, yaya geçit işaretlerini de algıladığı için, taşıyıcısının yaya geçitlerinin dışına çıkmasına engel oluyor. Tabii bu sihirli bastonun çalışabilmesi için, trafik altyapısına bu teknolojilerin uygun olması gerekiyor.

Önümüzdeki yıl düzenlenecek olan ITS Kongresi'ni Japonya'nın Nagoya şehrinde yapılacağı açıklandı. Diğer ITS Kongreleri 2005 yılında San Fransisko'da ve 2006 yılında Londra'da yapılacak.

Yaşadıkça olarak dileğimiz İngiltere'den sonra 2006 yılında Türkiye'nin ITS kongresine ev sahipliği yapması. Neden olmasın...

AMERİKA'DA ÜRETİLEN BİR ELDİVEN SAĞIR VE DİLSİZLER İÇİN ÇIĞIR AÇTI

Özel üretilen eldiven, işaret dili üzerindeki algılayıcılar sayesinde yazılı ve sözlü hale dönüştürülebiliyor. Bir kablo ile bilgisayara bağlanan eldiven, hareketleri bilgisayar ekranına yazı halinde döküp aynı anda hoparlörden sesli olarak okuyor.
NEO GERÇEK OLDU

İngiliz robot uzmanı Kevin Warwick, kendi vücuduna bir çip yerleştirdi. Bilgisayara bağlı olan çip, Warwick'in vücudundaki herşeyi bilgisayara aktarıyor. Warwick'in asıl amacı, tekerlekli sandalyede yaşayan engellilerin, tekerlekli sandalyelerini düşünerek haraket etmesini sağlamak.

GÖRME ENGELİLER ARTIK İŞİTEREK ALGILAYACAK

Hollanda'da geliştirilen yeni bir sistem, görme engellilerin cisimleri duyarak algılamalarını sağlıyor. Cihaz öncelikle kameradan görüntüleri ses dalgalarına çeviriyor.Sesler daha sonra görme engellilerin etraftaki cisimler hakkında fikir sahibi olabileceği bir formda kulağa veriliyor. Cihazın fiyatı ise 2 Bin 500 Dolar.

FİZİKSEL ENGELLİLERİN YAŞAMLARINA BİLGİSAYARLA SONSUZ ÇÖZÜM ÖNERİLERİ SUNULUYOR

Hastalık veya bir kaza sonucu fiziksel yetileri zedelenmiş bireyler, engelli olarak doğmuş çocuklar Discover:Switch cihazıyla herhangi bir bilgisayarı kullanabiliyor, Internet'te gazete okuyabiliyor ve haberleşebiliyorlar.
Artık engelliler, bilgisayarla engelsiz bir hayatın içinde hiç kimseye ihtiyaç duymadan kendi bilgisayarına istediği gibi hükmedip sonsuz özgürlüğünü yaşayabiliyor. Klavye ve fareye gerek kalmadan bilgisayar kullanmayı sağlayan Discover: Switch, Microsoft'un çözüm ortağı Kanada menşeili Madentec Ltd. firması tarafından geliştirildi.Elleri olmayan veya ellerini - kollarını kullanamayan, konuşamayan, felçli, yatalak... çocuk ve erişkinler için çözüm önerileri MS Bilgisayar tarafından engellilerin yaşamına ışık tutuyor.

Monday, January 24, 2011

Sunday, January 23, 2011

7gram Jumping Robot moving in Rough Terrain



Doğayı çok iyi gözlemlemeli,keşfimizi bekleyen neler var neler !

Böyle Özlem Dost Başına !

SSD




SSD (İngilizce: Solid State Drive Türkçe: Katı Hâl Sürücüsü), veri depolamak için geliştirilmiş mekanik disklerin yerini alacak veri depolama aygıtıdır.

2.5” boyutlarında geleneksel bir Sabit diskin açılmış hali(solda) ve bir Katı hal sürücüsü (sağda).Mekanik disklerdeki artan RPM (rotation per minute) daha fazla performans ve beraberinde sıcaklık problemi de getirmiştir. Problemlerin çözümünde kullanılan teknikler artık son limitlerine gelmiştir. Mekanik diskler artık yerini yavaş yavaş kendisinden tamamen farklı ve potansiyeli oldukça yüksek olan SSD sürücülere bırakmaktadır.

SSD; SRAM veya DRAM kullanır. Buna genellikle RAM-drive denir.İçerisinde normal harddiskler gibi dönen bir başlık/mekanizma bulunmamaktadır. Bunun sonucu olarak daha az narindir. Diğer harddiskler sarsılmalarda problem oluştururken, SSD ler daha dayanıklıdır. Yine içerisinde hareketli parça olmadığı için daha sessizlerdir.
SSD'ler sahip oldukları depolama yongalarına göre iki çeşittirler.
Flash yonga tabanlı ve

SDRAM yonga tabanlı SSD'ler.

SDRAM yongaları gigabyte başına mekanik harddisklere göre daha az enerjiye ihtiyaç duymaktadırlar. Ama bunun yanında daha fazla performans sunmaktadırlar. Üretici firmalar verilerin sağlıklı bir şekilde tutulabilmesi konusunda 10 yıla kadar garanti vermektedirler.
SSD'ler 1", 1.8" ve 2.5" boyutlarında üretilmektedir.
Hiçbir hareketli parça sahibi olmadıkları için sessiz ve daha az güç tüketimine sahip olan SSD'ler ayrıca daha fazla veri güvenliğide sunmaktadır. Mekanik disklere göre %150'ye varan daha hızlı çalışma performansına sahipler. Günümüzde şu ana kadar üretilen SSD'ler 1 TB'a kadar veri depolama kapasitesi sunmaktadırlar.Bu 1 TB lık ürünü ise OCZ üretmiştir

SSD üreticileri:

Samsung

Toshiba

Intel

Mtron

OCZ

Transcend

Patriot

Supertalent

A-Data

STEC


Saturday, January 22, 2011

Dengeli Robot




Bugün önümüze konan bu helikopteri gördüğümde,kusursuz dönüşü ve açı tespiti bende büyük merak uyandırdı ve sistemini biraz araştırmayı denedim .Aynısından bir tane kendi imkanlarımızla yapabilmenin mümkün olup olmadığını araştırmalıyım,fakat denge konusundaki hassasiyeti kolay çözülebilir değil sanırım. Helikopterde kullanılan sistem aşağıdaki dengeli robotta kullanılan sisteme oldukça benziyor.

Aşağıda denge problemi üzerinde profesyonel çalışılmış bir robot örneği görüyorsunuz.




Yapay zeka dünyayı ele geçirip robotlar tüm motorlu taşıtları elektro manyetik şok dalgaları ile çalışmaz hale getirdiğinde bisikletleriyle kaçmayı planlayanlara kötü haberlerimiz var. Robotlar artık bisiklete de biniyor.

MuraTa Manufactoring(Seisaku-kun) adlı bir Japon firması (başka ne firması olabilir ki zaten?), bisiklet üzerinde dengede durabilen bir robot üretmiş. “Murata Seisaku-kun” veya “Murata Boy” denen robotun dengede durmasını sağlayan dört sensörü var; açı ve sürati sezen iki ciroskop, yol üstündeki engelleri sezen ultrasonik bir alıcı ve zemini analiz eden bir şok ölçüm cihazı.

“Ciroskop nedir” dediğinizi sanıyoruz, açıklayalım. Yüksek devirde dönen mekanizmalar, daima yerkürenin çekirdeğine dik durma eğilimi içindedir. Örneğin topaç ya da yeni jenerasyonun beybladeleri çok basit bir ciroskoptur. Uçaklar ve uzay gemileri, dengelerini bu mantıkla çalışan ve yoğun bir sıvı içinde dönen ciroskoplar sayesinde sağlar.


Tabii bütün bu verileri analiz etmek ve robotun dengesini sağlamak için bilgisayar gerekiyor, yani henüz kablosuz network bağlantısı olmayan yerlerde bisiklete binemiyor bizim robot. Önceden programlanan hareketleri yapsa da, yani bir insana gerek olmasa da bilgisayar şart. Maharetli robotumuz henüz o kadar da maharetli değil yani. Tabii bu bilgisayar kontrolü ona inanılmaz bir denge sağlıyor.


Birkaç santim kalınlığında bir platformda bile saatte iki kilometre hızla düşüp kalkmadan dümdüz ilerleyebiliyor bizimkisi. Dünyayı ele geçirirlerse korkulacak bir hız değil. Şimdilik sadece 60 santim boyunda ve 5 kilo ağırlığında ve durduğu zaman bile dengede durabiliyor. Önceki versiyonlar arasındaki en büyük fark da buymuş. Küçükken komşu çocuklarla kim daha yavaş gidecek yarışı yaptığımız zamanlarda, bizim de göbeğimizde böyle bir ciroskop olsaymış işe yarayabilirmiş. Zaten bu robotu yapan firma bir sensör üreticisi ve robot da sadece ürünlerinin ne kadar gelişmiş olduğunu gösteren bir şov aracı.

Projenin başındaki mühendis Shigeki Fukunaga’nın dediğine göre işin en zor kısmı robotu dengede tutmakmış. Konuyu pırıl pırıl açıklayan çok aydınlatıcı bir açıklama yapmış kendisi gerçekten de.

 

Murata Boy from பிரேம்ஜி on Vimeo.

Saturday, January 15, 2011

Bir Adam Yaratmak

“Husrev – Bir adam yaratmağa kalkıştım. Ona bir surat ve kader bulmak… Nerede bulayım? Kendimi buldum. Suratsız ve kadersiz adam şahlandı. Zincirini kırdı. Elimden kaçtı. Ben insanım. Beni arkamdan vurdu. Suratsız ve kadersiz adam benim suratımı takındı. Kalıbımı giyindi. Kaderimin içine yattı. (Bir an sükut) Benim de kaderim buymuş.”



“Bir sigara kağıdını şu masaya koy, üstüne bir taş bırak, kapıları kapa ve git! Üç yüz sene sonra gel, yerinde bulursun. belki sararmış, belki buruşmuş, fakat yine o. Bir sigara kağıdı kadar yaşayamıyoruz. kefenimizden evvel çürüyoruz. Duyuyorum! toprak altında milyonlarca kurdun, çıtır çıtır dut yapraklarını yiyen milyonlarca ipek böceği gibi, milyonlarca ölüyü yediğini duyuyorum.
Ölüler! Korkunç bir saklambacın korkunç oyuncuları. kurtarın beni ebedilikten! öldüm sizi araya araya.. kurtarın beni düşünmekten!”
”Bir bıçağın deştiği yerden kan akmaz olur mu? Benim de beynimden, kan akıyor. Ben düşünmüyorum beynim kaynıyor. Görüyorum, gözlerimi yumunca görüyorum. Beynimin etten yuvarlağı içinde her düşünce bir damla siyah kan gibi yuvarlanıyor. Ben istemiyorum fakat hiç bıçağın deştiği yerden kan akmaz olur mu?”

Necip Fazıl Kısakürek
İçine bir gökdelen alacak kadar büyük ve inanılmaz: Dünyanın en büyük mağarası ile tanışın!
Vietnam'da bulunan Hang Son Doong mağarası, dünyanın en büyük mağarası ve içine şehrin tüm yollarını alabilecek kadar geniş. 

Sadece yirmi yıl önce keşfedilen mağaradaki kapsamlı incelemelere yeni başlandı. Mağara, belkide dünyanın en büyük yeraltı geçidi ve 40 katlı bir binayı içine alabilecek kadar yüksek



"Garden of Edamolarak adlandırılan bu orman, önceleri ışığı geçiren mağaranın çöken çatısı altında gelişmiş ve muhtemelen bir mağaranın içinde bulunan en büyük orman. 

?



Bazen dokunduğunuz ayaklarınız topuktan parmak ucuna buz kesilmiştir,tüm bedeniniz kas katı ve buz ; bakmaktan görmekten hissetmekten öte bir biçimde buz kalıbı ,fakat aynı anda bu deli yürek kora dönmüş bir ateş topu...Peki nedir algılarımızın sorunu,baktığımız ,hissettiğimiz başkalarına hissettirdiğimiz şeyler kuvvetle bir gerçeği yansıtır gibi duruyor ,görünenin aksine  yürek cayır cayır yanıyor  !
      Demek yürek görmekten, duymaktan ,dokunmaktan öte birşeyler başarıyor,TEK başına!!

Book Class


using System;
using System.Collections.Generic;
using System.Web;

///

/// Summary description for book
///

public class book
{
    private int _bookID;
    private string _bookTitle;
    private string _bookAuthor;
    private byte[] _bookImage;
  
  
  

    public byte[] bookImage
    {
        get { return _bookImage; }
        set { _bookImage = value; }
    }

    public string bookTitle
    {
        get { return _bookTitle; }
        set { _bookTitle = value; }
    }
  
    public string bookAuthor
    {
        get { return _bookAuthor; }
        set { _bookAuthor = value; }
    }
  
    public int bookID
    {
        get { return _bookID; }
       set { _bookID = value; }
    }
  
    public book()
{
//
// TODO: Add constructor logic here
//
}



  
}

Database İçin Oluşturduğum Class


using System;
using System.Collections.Generic;
using System.Web;
using System.Data.SqlClient;
using System.Data;


///

/// Summary description for database
///

public class database
{
public database()
{
//
// TODO: Add constructor logic here
//
}

    public void insertNewBook(book newBook)
    {
        SqlConnection conn = new SqlConnection();
        conn.ConnectionString = System.Configuration.ConfigurationManager.ConnectionStrings["localSqlServer"].ToString();
        conn.Open();

        SqlCommand cmd=new SqlCommand();
        cmd.CommandType=System.Data.CommandType.StoredProcedure;
        cmd.CommandText="insertNewBook";
      

        SqlParameter bookID=new SqlParameter("@bookID",SqlDbType.BigInt);
        bookID.Value=newBook.bookID;
        cmd.Parameters.Add(bookID);


        SqlParameter bookTitle=new SqlParameter("@bookTitle",SqlDbType.VarChar,100);
        bookTitle.Value=newBook.bookTitle;
        cmd.Parameters.Add(bookTitle);

        SqlParameter bookAuthor=new SqlParameter("@bookAuthor",SqlDbType.VarChar,100);
        bookAuthor.Value=newBook.bookAuthor;
        cmd.Parameters.Add(bookAuthor);


        SqlParameter bookImage=new SqlParameter("@bookImage",SqlDbType.Image);
        bookImage.Value=newBook.bookImage;
        cmd.Parameters.Add(bookImage);

        cmd.Connection = conn;
        cmd.ExecuteNonQuery();


        cmd.Dispose();
        conn.Close();
        conn.Dispose();
  }

"Insert new book " Stored Procedure (Sql Server Ortamında)


USE [library]
GO
/****** Object:  StoredProcedure [dbo].[insertNewBook]    Script Date: 12/25/2010 22:04:11 ******/
SET ANSI_NULLS ON
GO
SET QUOTED_IDENTIFIER ON
GO
-- =============================================
-- Author:
-- Create date:
-- Description:
-- =============================================
ALTER PROCEDURE [dbo].[insertNewBook]
(
@bookID BIGINT,
@bookTitle VARCHAR(100),
@bookAuthor VARCHAR(100),
@bookImage IMAGE
)
AS
BEGIN
-- SET NOCOUNT ON added to prevent extra result sets from
-- interfering with SELECT statements.
SET NOCOUNT ON;

    -- Insert statements for procedure here
if (@bookID=0)
begin
insert into books (bookTitle,bookAuthor,bookImage)
values
(@bookTitle,@bookAuthor ,@bookImage)
end
else
begin
update books set bookTitle=@bookTitle,
bookAuthor=@bookAuthor,
bookImage=@bookImage
where bookID=@bookID
end
END

(ASP.NET ) Web Tabanlı Kütüphane Uygulamamdan Bir Kesit,Add Book



using System;
using System.Collections.Generic;
using System.Web;
using System.Web.UI;
using System.Web.UI.WebControls;
using System.Drawing;
using System.IO;

public partial class admin_addBook : System.Web.UI.Page
{
    private byte[] result;
  
    protected void Page_Load(object sender, EventArgs e)
    {
        if (!Page.IsPostBack)
        {

        }
        else
        {

            if (FileUpload1.HasFile)
            {
                HttpPostedFile newFile = FileUpload1.PostedFile;
                byte[] data = new Byte[newFile.ContentLength];
                newFile.InputStream.Read(data, 0, newFile.ContentLength);

                result = data;
                ImageConverter ic = new ImageConverter();

                System.Drawing.Image img = (System.Drawing.Image)ic.ConvertFrom(data);
                Bitmap b = new Bitmap(img);
                b.Save(Server.MapPath("") + "\\temp.bmp");
                Image1.ImageUrl = "temp.bmp";

                Image1.Width = 150;

              


            }
          
        }
    }
    protected void btnAddBook_Click(object sender, EventArgs e)
    {
        database d = new database();
        book newbook = new book();

        newbook.bookTitle = txtBookTitle.Text;
        newbook.bookAuthor = txtBookAuthor.Text;

        if (result != null)
            newbook.bookImage = result;
        else
        {
            result = new byte[1];
            newbook.bookImage = result;
        }
      

        d.insertNewBook(newbook);

    }
    protected void btnUpload_Click(object sender, EventArgs e)
    {
      
    }
}

Friday, January 14, 2011

Hayat 100 Metre Yarışıysa !

Her ne kadar yaradılışımız izin vermesede ,bazen ümitsizliğe kapılabiliyoruz! Kesinlikle iç sesimizden kaynaklı değil bu ,kendimize yetemediğimiz nadir dönemlerde ve çaresizlik içerisinde iç sesimize değil de anlatılan dayatmalara  kulak kesildiğimiz dönemlerde tek bir çözümün var olduğuna ikna ediliyoruz....

NE kötü bir akıl tutulması... yanıbaşımızdakileri göremeyecek,hissedemeyecek derecede tutulmak ,Elbette her kabus aydınlık bir sabaha uyanacak! Fakat insan oğlu devamlı doyumsuz arayışlar içinde ...bizi bu arayışa sürükleyenler de en çok sevdiklerimiz; bazen aile ,bazen nefis,klasik örnekleri vermek istemiyorum aslında sınavdır, üniversitedir,parlak binalar ,evlilik,boşanma,gün ışığına hasret maden işleri,kot pantolon taşlamak için çürüyen taze ciğerler,,,,  ne için..... aileme bakmak ,çocuğumu iyileştirmek,istediklerime sahip olabilmek,universiteye gidebilmek  ... peki ne için   .....neden sadece milyonluk şehirlerde yaşayarak,çocuklarımıza çöp kutularından hurda ayıklatarak,milyarlık araçları altlarına verip sürat yapmasını,kaza yapmasını sağlayarak,
   Düşünsenize koca türkiyedeki milyonlarca genç her sabah ve her akşam ,yıllarca  başkalarının bize dayattığı şeyleri yapıyor ,öğreniyor onların verdikleriyle besleniyor,bize vaadettikleri soyut statüler için değerlerimizi,sevgilerimizi düşünme yetimizi bir kenara itip can yakıyor,birbirimize  kıyıyor neler yapıyoruz..
peki ne için ....
 ... feda ettiğimiz değerlerimiz , daha iyi bir diploma ,iyi iş ,sıcak para,saygınlık .

Bu somut karşılıkların hiçbiri kulağa anlamlı gelmiyor.

Farketmiyormusunuz ! Bunların tamamının bize verilmesini bekleyerek yıllar geçirmek......

Oysa statünüz ne olursa olsun her İNSAN üzeri kapalı bir binada ,bir kaç dilim yiyecek ile 12 saatlik bir güne uyanıyor,12 saatlik karanlığa bürünüyor,cansız bedenimiz aynı toprağa gömülüyor,EN çok sevdiklerimiz, cansız bendenimiz kokmaya başladıktan birkaç gün sonra biz en sevdiğine tahammül edemiyor.

Eğer bir gerçek varsa oda şu ;
Sahip olmayı istediğimiz herşey aslında şu anda bizim ,yetinmeyi öğrenmeliyiz,çünkü sahip olduğumuz şu sağlam zihin ,güçlü solukla ve sevebilen bir yürekle en değerli şeye sahibiz,en değerlisiyle bile yetinemiyorsak ne ile yetinebiliriz.

Peki nedir hayatı canlı ve çekilir kılan ,masum bakışları sevdiren ,sebepsiz bir gülümseme ile sevindiren ?
DÜŞÜNÜYORUM DA !

Hayatta sevmediğin hiç bir şeyi bu vaatler uğruna yapmamalı.
Sevgi ,gerçek mutluluk yüreğimiz ve aklımız bizimle olduğu sürece bizi terketmeyecek.Artık insanlık olarak birbirimize,içimize dönmeli sıcak bir rüzgarı,yeşil bir elmayı hissetmekten kendimizi alıkoymamalıyız,
Algılarımızı açıp zamanın sanallığının farkına varmalıyız,
Bir olamıyorsak hiç olmamızın da bir manası yok!

Fikirlerimizi ve yetilerimizi özgür bırakalım !

Kullanılmayacak bilgi ve yeti yoktur .Bu ilahi beden ve ruh söz konusuysa aksine inanmıyorum!






Hayat 100 Metre Yarışıysa... | Video izle

Monday, January 10, 2011

Düzenbazlık değil de nedir?


Siz bahçenizdeki küçük bir fidanın eğilmesine ,kırılmasına tahammül edemezken ,benim bahçemden her gün bir orman taşınıyor,siz yağmurdan bir damla su düşürmesini dilerken ;benim nehirlerim ,balıklarım dev borulara hapsedilip götürülüyor. Kar bile yağmıyor memleketime...


   Gurbet ,Sıla hasreti değil artık yüreğimizi sızlatan, isyan ettiren;Dönecek bir sılamızın bile olmaması Evimizin,bağımızın  yok olması...  Bak  izciler tohum dökerken peşlerinden ;Dev Makineler çiğniyor benim topraklarımı , her yerinden deşiyorlar bağrını, KANINI emiyorlar ki nasıl çekiş!!!!!

Hangi doktor deşiyor hastanın her yanını ,hangi damarın yolunu değiştiriyor !  

 Yok arkadaş Gurbet yine çekiliyor da böylesi çekilmiyor,Sahipsiz kaldı baba ocağı ,sessiz kaldı,
düşman olsa bukadarını da yaparmıydı!  

   Livane yavruları gurbeti livanesi  için çekiyor ,okuyor daha aydın olabilmek için  daha aydın kılabilmek için insanlığı her livane yavrusu yaşıyor bu özlemi onlar onlar çalışırken sizler için ,siz bu yavruların bağrına kuruyorsunuz barajlarınızı ,biz sizin için yapıyoruz herşeyi ....
ya siz kimin için yakıyorsunuz,yıkıyorsunuz....


  Türk Milleti  yaktığı,budadığı yerlere taraftar ormanı ,hatıra ormanı dikedursun!....
Derede durduğu gibi durmuyor artık  sular ...
  Memleketin dönüm dönüm ormanları ,Suları mahfediliyor.....Karşı  Davlar açıldı bu flora yok olmasın,milli parklar ,Küçük İsviçre yok olmasın diye , Kazanıldı da,yürütme durduruldu ,mahkeme de haklı buldu bizleri,Onlar durmadılar bir kılıf oydurmamız yakındır dedi devam ettiler 22 baraj projesine ,
Çoruh yıktı geçti ikikez betonlarını ,söktü tam temelinden ,eğimini ayarlayamadıkları  uçurum kenarı yollar 5 müdür değiştirdi ,göz yuman görevine devam etti .

...Baktılar ki milli park burası ,dünya ,avrupa izin vermiyor bir dal koparmaya ,biz de milli park yasasını değiştirir ,öyle yıkarız buraları ,50 yıl yesek hazır parayı yeter diyorlar.....

Bak şu düzenbazlığa,bakar kör olduk cümlemiz,

Anla kardeş artık, bir kere de dinlemekten yorul ,bir ses çıkar bir soluk !
Tesla döneminden kalma sistemle doyumsuz insanlara enerji üretiyoruz tasarruf etmek yerine ,kat kat fazlasını zehirlediğimizi göz ardı ediyoruz.

Git kardeşim yakındır yok oluş ,git de kalan son havasını solu ,son çiçeğini arısını sev,dağ suyundan iç ,Git kardeşim ,onlar bize yaretmedikleri sularda boğulacaklar,toprağına küstürdüler suları ,boranlarla kıtlıklarla akıllanacaklar.

Madem susuyor cümle cemil ... bağırmam gür sesim kısıldığında kesilir, 
Diyorsan ki bağırdığınla kalacaksın bu toprak senin de değil,

Söndü mü bir kere baba ocağı ,gurbet heryerde gurbet bize .. .. Livane Yavruları da yar olmaz bu katillere baba ocağından göçtüğü gibi göçer  gider yadellere !


Oku Düşün Haykır!


-Aşağıda alıntı yaptığım makale ,anlatmak istediklerimi kanıtlar nitelikte !


28 Aralık 2010 Tarihinde, TBMMeclisi’nde onaylanan 6094 sayılı “Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kullanımı Yasası”nda, milli parklar, sit alanları, tabiat parkları ve doğa koruma alanları HES’lerin emrine veriliyor. Gerekçe olarak da: “Milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ile tabiatı koruma alanlarında, muhafaza ormanlarında, yaban hayatı geliştirme sahalarında, özel çevre koruma bölgelerinde ilgili Bakanlığın, doğal sit alanlarında ise ilgili koruma bölge kurulunun olumlu görüşü alınmak kaydıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesislerinin kurulmasına izin verilir” denilerek,

Ülkenin enerji gereksinimi için her türlü yolun gündeme taşınması amaçlanmakta ve buralara HES’ler kurulmak suretiyle önce yandaşlara taşeronluk hizmeti sunularak talan sınırsız hale getirilmektedir.

Hiçbir bilimsel incelemeye değer vermeden, bölge halkının tepkileri, tarım amaçlı su gereksinmeleri dışlanarak sadece müteahhitlik hizmetleri ve %3’lük enerji katkı payına büyük bir yatırm yapılmakta ve daha sonra da bunlar yabancı şirketlere 3996 sayılı “Yap-işlet-devret” modeliyle 49-99 yıllığına devredilmektedir.

Şimdi 6094 sayılı “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elekrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair” adıyla, yeni bir yasa çıkartarak halkın ormanları, sit alanları, doğal varlıkları, akciğerleri pervasızca yok edilmek isteniyor. 

Kitle örgütlerinin yaptıkları açıklamalara hiç aldırış etmeden, yöre halkının toplu eylemlerine, tepkilerine, feryatlarına, büyük direniş göstermelerine önem bile vermeden inatla yıkım sürüyor. Halk ve kitle örgütleri: “ Hesler bahane edilerek vadilerimiz büyük bir yıkımla karşı karşıya, ormanlarımız 2B yasası ile talana açılıyor, dağlarımızı almak ve yok etmek için binlerce maden şirketi, taş ocağı, mermer şirketi sıraya girdi…



YASAL HAKLARIN GASPI

Bu yasa, suyumuzun, toprağımızın, havamızın ve doğal yaşamımızın elimizden alınması, yasal haklarımızın da gasp edilmesi anlamını taşıyor”diyorlar. Anadolu’nun tüm dereleri HES’ler için satıldı. Ancak halkın büyük bir direnç göstermesi dindirilemedi.

Ödemiş Bozdağlardan, Tunceli Munzur Vadisi ve Pülümür Vadisi’ne; Tokat Kelkit Vadisi’nden, Fırtına Deresi, Liç Vadisi, Bartın-Amasra ormanlarındaki termik santral tahribatına kadar yurdun dört bir tarafından yükselen feryatlara yetkililerin kulakları tıkanmış durumda.

Fethiye-Kumluova beldesinde kurulmak istenen çevresindeki doğal güzelliklerle sarmaş dolaş olmuş dünya harikası güzellikler rügâr enerjisi adına tahrip edilerek büyük orman katliamı yapılmakta; arıcılar bu katliam karşısında ÇED’in göz ardı edilmesine ve arıcılığın biteceğine dikkati çekiyorlar. Dev rüzgâr tribünleri arı ölümlerine, kuşların yok olmasına neden olacak. 

Yüksek elektrik akımının arıcılığı öldüreceğini, doğal yaşama zarar vereceğini vurguluyorlar. Bu da göstermektedir ki; yapılmak istenen sadece “özelleştirmeler” nedeniyle ülke varlıklarının bir “meta” gibi görülmesi, ne varsa satılması hem de taşeronlaştırılma sında ibaret olmayıp, yabancılaştırılmasıdır.

Sonuç olarak öncelikle; neo-liberal, küresel ekonominin sistemin simgesi olmuş 3996 sayılı “Yap-İşlet-Dev ret” yasası ile yeni çıkarılan 6094 sayılı yasanın ivedi olarak iptal edilerek halkın kanayan vicdanının onarılması gerekmektedir. 

Orhan Özkaya

Eski Tapu ve Kadastro Genel Müdür Yardımcısı

Saturday, January 8, 2011

Friday, January 7, 2011

Avionics



Avionik Nedir?Avionik; hava araçları üzerinde bulunan tüm elektrik ve elektronik sistemleri kapsayan havacılık terimi olarak tanımlanmaktadır. İngilizce "aviation" (havacılık) ve "electronics" (elektronik) kelimelerinin "avionics" şeklinde kaynaştırılmasıyla ortaya çıkmıştır. Dilimizde ise "avionik" veya "aviyonik" şeklinde kullanılmakta olup, "havacılık elektroniği" veya "havacılık elektrik-elektroniği" şeklinde ifade edilmektedir.

      Avionik Sistemler, temelinde haberleşme, seyrüsefer, gösterge ve bilgi kontrol   sistemleri yer almasına karşın, ait olduğu hava aracı özelliklerine göre yüzlerce çeşit elektrik-elektronik alt sistemi kapsayabilmektedir. Örneğin, bir polis helikopteri üzerinde yer alan, basit bir arama farı bu kapsamda değerlendirilebileceği gibi, bir erken uyarı uçağı (AWACS) üzerinde bulunan, karmaşık taktik elektronik sistemler de yine avionik sistemlerin bir parçası olarak değerlendirilmektedir.

Günümüzde avionik sistemler üzerinde yapılan çalışmalar ve bunların havacılık üzerindeki etkileri baş döndürücü bir hızla ilerlemektedir. Bundan 20 -30 yıl öncesine kadar hava araçları için "yardımcı sistem" olmaktan öteye gidemeyen avionik, artık hava araçlarının prestij, performans ve güç özelliklerini belirleyen "vazgeçilmezi" olarak görülmektedir.
Avionics is a portmanteau of "aviation" and "electronics". It comprises electronic systems for use on aircraft, artificial satellites and spacecraft, comprising communicationsnavigationand the display and management of multiple systems. It also includes the hundreds of systems that are fitted to aircraft to meet individual roles, these can be as simple as a search light for a police helicopter or as complicated as the tactical system for an Airborne Early Warning platform.

Airplanes and helicopters have means of automatically controlling flight. They reduce pilot workload at important times (like during landing, or in hover), and they make these actions safer by 'removing' pilot error. The first simple auto-pilots were used to control heading and altitude and had limited authority on things like thrust and flight control surfaces. In helicopters, auto stabilization was used in a similar way. The old systems were electromechanical in nature until very recently.

The advent of fly by wire and electro actuated flight surfaces (rather than the traditional hydraulic) has increased safety. As with displays and instruments, critical devices which were electro-mechanical had a finite life. With safety critical systems, the software is very strictly tested.


The cockpit of an aircraft is a major location for avionic equipment, including control, monitoring, communication, navigation, weather, and anti-collision systems. The majority of aircraft drive their avionics using 14 or 28 volt DC electrical systems; however, large, more sophisticated aircraft (such as airliners or military combat aircraft) have AC systems operating at 400 Hz, rather than the more common 50 and 60 Hz of North American home electrical devices.[1] There are several major vendors of flight avionics, including Honeywell (which now ownsBendix/King, Baker Electronics, Allied Signal, etc..]), Rockwell CollinsThales GroupGarminAvidyne Corporation, and Narco Avionics.

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2015

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2015

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2015

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2011

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2009

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2007

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2008

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2015

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2009