Sunday, May 29, 2011

Biraz da teknik paylaşımlarda bulunalım ,değil mi ?


Çok yakında Grasshoppers ekibi olarak ,bu  dönem geliştirdiğimiz .net ortamında 3 katmanlı mimariye örnek teşkil eden, restoran otomasyonunun (RESTORANTE dö la ŞANTE  ) ve nesneye yönelik programlama ile C# da kodladığımız Dama Oyunu kodlarını , arayüzlerini sizlerle paylaşacağım. Umarım ufak bir faydamız dokunur.

Yapıcı eleştirilerinizi de bekliyor olacağım.

Finaller sonrasında görüşmek üzere!


Bu arada bir sonraki adım GO oyunu programlama,stratejik bu oyunun yapay zeka kısmında küçük birşeyler yapmayı da planlıyoruz.

Kendi adıma da ,Yaz dönemimde stajım dolayısı ile Bilgi Güvenliği konusuyla bayağı haşırneşir olacağım.Kazanımlarımı vaktim elverdikçe sizlerle paylaşmayı tasarlıyorum.Umarım bir aksilik olmaz.  :) :)

Bak yine uykum yok gözümde !


Nedense tüm gün bu parçayı dinledim...

Saturday, May 28, 2011

Sınav arası..... sıcak bir mola ve peşi sıra ilginç olaylar!

Final dönemimizin tam da ortasında ,bahara karşı koyamayıp  kendimizi doğaya atalım dedik ,tüm gece elektronik sınavına   çalıştık ve sabah 7 gibi güne gözümüzü açtık .Biraz zorlayıcı olan elektronik sınavı saat 11 gibi bitti ve biz özgürdük :) :) :)



  


Önümüzdeki koca günü bisiklet turu ile değerlendirmeye karar verdik ve birer bisiklet kiralayıp yola düştük .Doğruuu kent ormanıııı ,Gerçek anlamda edirnenin ve karaağacın bukadar güzel olduğunu bilmiyordum.








Ormanın içerisindeki dar patikada acıkana kadar bisiklet sürdük,terkedilmiş bir sandal bulup biraz oyalandık,devrilmiş ağaçlar içerisinde dolandık. Midemize söz geçiremeyeceğimizi anladığımızda ,bindik bisikletlere düştük yola .







 Karaağacın geniş kaldırımlarında çift yönlü bisikletlileri geçtik ,ilerlerdik ,meğer ne çok bisiklet sevdalısı varmış burada ;)







 Rektörlüğe doğru seyyar bir köfteci bulduk.İnanırmısınız Tam bir bütün ekmekarası köfte yedik :0 Köfteci abi bize 2 km uzaklıkta sinekli köyünün tam yunan sınırında olduğunu ve bayraklarını görebileceğimizi  söyledi .Tabi sınır tanımaz gençlik durur mu? hemen düştük yola ,ilerledik alabildiğine yeşil uzanan ova da bir de erik ağacına rastladık,dalları eriklerden eğilmiş .






Su niyetine topladık doldurduk çantaları ardından yarışa giriştik toprak yolda ,ilerledik ilerledik ,ilerledik,okadar gittik ki ne bir ev ne bir insan ne de hayvan.....











Tek duyduğun rüzgar sesi,bağıra çağrıra ,5 kişilik bir yarışta erikle taşladık birbirimizi.Tipik öğrenci işte fazla buldu mu savuruyor :)

      Sonra karşıda iki kule görüntü ,tepede  iki ülkenin bayrağı karşılıklı atışıyor...
Manzarayı görünce bir heyecenla ,yüklendim pedala en fazla 300 metre kalmış en öndeyim ,arkadan bir yakarış ... Nazlı kenara çek !.....


    Döndüm ki ne göreyim koca bir askeri akrep aracı ...önüme geçti ve durdu.Bir asker indi ,nazikçe nereye gidiyorsunuz ? diye sordu,ben de sınıra dedim ,komik cevap biliyorum :) az kaldı az daha gitsek dedim :) asker güldü,Yasak bölgeyi bile bayağı geçmişsiniz ,buraya sizin için geldik,hadi dönün  ,dedi ,telefonumdan çalan müziği susturacaktım ki "Sakın, fotoğraf yasak,onlar şu anda sizi gözetliyorlar" demez mi? Meğer kamerayla gezeni vuruyorlarmış sorgusuz!

          Pisi pisine ölmek derler ya ,böyle birşey anlaşılan :)

Daha sonra sözümona avpupaya kendimizi göstermiş olmanın şımarıklığıyla,akrep arkada biz önde asılıp pedallara ,gerisin geri karaağaca sürdük,kulelerin tepesinde atışan bayrakların fısıltılarını dinleyemeden .



Tabi görmek de yetti şımarmamız için  ,dönüşte erik ağacına tekrar misafir olduk.Yorulmuşuz ,meriç kenarında polis bahçesinde bir soluk alıp ,malum yurda döndük.Yarı uyuklar vaziyette otobusten inip ,uykuya devam ettik,ertesi gün sınavsız olmanın huzuruyla 12 saat uyumuşuz :)

         

Saturday, May 21, 2011

Kaçkarlar Senin Sahip Çık!.. Koruyarak Kalkınmak Mümkün



               Kaçkarlar Senin Sahip Çık!.. Koruyarak Kalkınmak Mümkün

    22 Mayıs Dünya Biyoçeşitlilik Günü 2011 yılının ana konusu “Ormanların Biyolojik Çeşitliliği” olarak belirlendi. TEMA Vakfı, Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü’nde, AB ile birlikte finanse ettiği ve ortaklarıyla(*) birlikte yürüttüğü Kaçkar Dağları ve Sürdürülebilir Orman Kullanımı ve Koruma Projesi çerçevesinde kampanya başlattı. “Kaçkarlar Senin Sahip Çık!.. Koruyarak Kalkınmak Mümkün” sloganı ile başlatılan kampanya, Artvin ve Yusufeli çevresindeki ormanların ekolojik değerlerinin yanında ekonomik değerine dikkat çekmeyi amaçlıyor. Kampanya ile herkes, doğal yaşlı ormanları, bitki çeşitliliği, yaban hayatı, görsel güzelliği ve bozulmamış bütüncül doğası ile Kaçkarlar’a sahip çıkmaya çağrılıyor.

Proje sahası Kaçkar Dağları Milli Parkı’nın Rize bölümünden Borçka’ya dek uzanan ve Çoruh Vadisi’nin önemli bir kısmını içine alan 1.800 km2 bölgeden oluşuyor. Türkiye’nin keşfedilmemiş cenneti Kaçkarlar’da insanlar, boz ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, vaşak, su samuru, 200 kelebek ve 118 kuş türü ile 22 sürüngen ve amfibi ile birlikte - zaman zaman küçük çatışmalar olsa da - yüzyıllardır uyum içinde yaşıyorlar.

Ancak, bu olağanüstü tür çeşitliliği ve genetik zenginlik, HES Projeleri ve madencilik faaliyetlerinin tehdidi altında.

-Yusufeli ve Altıparmak’ta yapılmak istenen 30’un üzerindeki HES projesinin inşaatları, bölgenin eğimli ve dik arazilerinde sel, heyelan ve erozyon riskini arttıracak.
-Hafriyatla daralan dere yatakları işletme aşamasında azalacak su miktarına bağlı olarak bitki örtüsünü de kaybedince özellikle bahar aylarında sel tehlikesine karşı savunmasız kalacak.
-HES’ler nedeniyle yüzey suları ve yeraltı su seviyesinde yaşanacak değişiklikler vadi tabanındaki tüm ormanları olumsuz etkileyecek.
-Suyun doğal akış dengesi bozulunca, dünyanın en iyi dört rafting parkurundan biri ortadan kalkacak.
-HES Projeleri nedeniyle Yusufeli ve Altıparmak’ta sel ve toprak kaymasını önlemeye karşı görev yapan yaklaşık 50 bin ağaç ve 212 ha orman yok olacak.
-İnşaatlar çok sayıda nadir türü barındıran yaşam alanlarını yok edecek. Örneğin Orman serçesinde (Passer montanus) tür kaybı % 46’ya varacak.
-Nesli küresel ölçekte tehlikede bulunan Kafkas semenderinin dünyadaki nüfusunun yarısı bu bölgede yaşıyor. Madencilik faaliyetleri bu ölçekte yapılırsa Kafkas semenderlerinin yaşam alanları ortadan kalkacak.
-Bölgede 27 Avrupa ülkesinin toplam kelebek varlığından fazla kelebek çeşidi yaşıyor. Bu kelebeklerin 7’si sadece ülkemize özgü. HES’ler ve madenler onların da yaşam alanlarını ortadan kaldıracak.
-Bölgede 32 yıldır yapılacağı söylenen Yusufeli Barajı da bir diğer tehdit. Bu baraj yapılırsa Yusufeli İlçe Merkezi ve 3 köy haritadan silinecek. 16 köy kısıtlı tarım arazilerini kaybedecek.

Proje kapsamında bölgede Koruma ve Planlama İçin Bilimsel Yaklaşım, Kırsal Kalkınma, Yaban Hayatı Zenginleştirme ve Sürdürülebilir Turizm ana başlıklarında çalışmalar yapıldı. Bu çalışmalar sonucunda Kaçkarları korumaya değer kılan özellikler belirlendi. Bu değerleri koruyarak kalkınmanın yöntemleri proje süresince alanda sergilendi. Ve proje kapsamında tüm ilgili tarafların aktif katılımlarıyla hazırlanan ve geleceğe uzanan Çok Sektörlü Plan ile model olarak ortaya kondu. Şimdi tüm ilgili kurumların hedefi, bu plana sahip çıkılması, planın uygulanması ve tamamlandıktan sonra da, bölgenin bu plan doğrultusunda korunmasına ve gelişmesine devam etmesi.


Saygılarımızla;

Toprağına Sahip Çık !

TEMA Vakfı

Saturday, May 14, 2011

Doğa üzerine küçük bir sohbet!

Türkiyenin en yüksek dünyanın 3.yüksek barajı artvinde yükseliyor.

DAM Artvin Deriner Barajı.
Süre: ‎2:09


    • Nazli Temu
      Umarım bu barajın o ekosistem üzerindeki büyük yıkımının farkındasındır,Müthiş derecede yükselen yollar,iklimdeki büyük değişiklik ve doyumsuz insanların tutarsızca tüketeceği sözde enerji için bölge halkının ve vahşi hayvanların ,e...ndemik 1000 lerce türün yok olması, su kaynakları insan bedeninde dolaşan kılcal damarlara benzer, hiç bir doktorun kalkıpta yüm kılcalları tek bir damara indirgeyecek biçimde birleştirdiğini gördün mü ? böyle bir durum sözkonusu olsaydı emin ola yüce yaratıcı bunu bizden önce yapardı,Devamını Gör

      45 dakika önce ·

    • Nazli Temu tesla döneminden kalma enerji üretme mantığıyla bize hediye edilmş onca güzelliği katlediyoruz,senden bu konu üzerinde derin araştırma yapmanı rica ediyorum
      44 dakika önce ·
    • bir arkadaşın yorumu
       
      Emin ol hepisinin farkındayız değerli kardeşim.Şu şöylediklerinin olmasını hiç kimse istemez.Ancak gel gelelim ki insanlarında yaşamlarını devam ettirmeleri gerekir.Bunun içinde bu yapılanların şart olduğu kanaatindeyim.Hemen hemen bütün ka...radeniz i gezdim ve HES çalışmalarını yerinde inceleme fırsatı buldum.Ben bu çalışmları çok olumlu buluyorum netice de insana hizmet var. Eğer iş insanların gönlüne bırakılırsa hiç kimsenin gönlünü yapamazsın.Aynı şey nükleer enerji içinde gerekli.Eğer doğa yok olmasın diye bir şeyler zarar görmesin diye biz insanların yok olmasını kabul edersek haklısın bunlar yapılmaya bilir.

      31 dakika önce ·
    • bir arkadaşın yorumu
       Buradan şöyle bir sonuç çıkar bu işler yapılmak zorundadır ancak zararlı yanları en aza indirgenmelidir.Her şey bilinçli ve amacına uygun yapılmalıdır.Benim düşüncelerim bunlar Nazlı.
      30 dakika önce ·

    • Nazli Temu
      Elbette hiçkimse insanın yok olması taraftarı değil ,fakat gidişat kendi mezarımızı kazdığımızın göstegesi,toplumda enerjinin doğru kullanımı üzerine kesinlikle yeterli çalışma yapılmıyor çok büyük israflar var ,bu tarz işleri bu derece büy...ük yapmadan önce toplumsal bilinç uyandırılmalı ve ikisi paralel yürümeli kanaatindeyim.aslen artvinli olduğum için yıllardır çalışmaları ben de yakından izliyorumve sende gidip gördüğüne göre eminim artvinin potansiyelini görmüşsündür ,bu şehir türkiyede bozulmamış ender yerlerden biriydi ve buranın sakinleri su ,doğa ve hayvanlar konusunda oldukça titizdirler ve ısınmada kullanacakları odunlarını sayılı yakarlar fakat başka hiçbir alternatif yokmuş gibi tek bir bölgenin en birleştirici unsuruna saldırmak bana anlamsız geliyor.Bu sistem topyekin yok etme üzerine kurulu,eğer türkiyede güneş enerjisine ,foto elektrik pillere baraj yapımına ayrılan bütçe ayrılsaydı kesinlikle eminim ki hiç bir tahribata gerek kalmazdı.güneş görmeyen rüzgar esmeyan bir ülke olsak amenna fakat türkiye tüm bu nimetlerden yeterince nasiplenmiş,Bu arada artvinde elektrik olmayan yaylalarda insanlar küçük bbir rüzgar gülü ile hayvancılık yapıyorlar,alternatif olmasaydı önce bu insanlar kullanamazdı,Toprak olacak insanın toprağına sahip çıkması taraftarıyım ,Bu sorunu çözmek adına çalışmalar araştırmalar yapıyorum ,dilerim ki farkında olduğun bu sorunun alternatifleri üzerinde sen de bir miktar çalışırsın , Teslanın 150 yıl önce düşündüğünden daha iyi işler çıkarılabileceğine eminim

      12 dakika önce ·

    • Nazli Temu Sanayiye de ihtiyacmız var fakat bu işi Ergene nehrinin rengini kararttığımız gibi yapmak anlamsız aksi halde doğan her çocuğun astım hastası doğması ,25-30 unda kanser olması kaçınılmaz ,(ki durum bu ) insanın yok olması asıl bu biçimde gerçekleşir,ürettiğimiz çözünlerin var olan düzeni etkilemeyecek biçimde ise kullanılması taraftarıyım ,anlayışın için teşekkürler
      bir arkadaşın yorumu
      Yorumlarına katılıyorum Nazlı.Karadeniz bölgesi enerji potansiyali en yüksek bölgelerden biridir ve bunu da en iyi şekilde kullanmamız gerekir.Aski halde uygar toplumlar düzeyine çıkmamız imkansız. Daha önce dediğim gibi bilinçli yapılan ve... insana hizmet sunacak her işin yanındayım.Artvin ilinin güzelliklerinin bozulmasını hiç kimse istemez.Ne yazikki gelişen insan yaşamında tüm dünya ülkelerinde yaşanılan sorunlar bunlar.Birileri hizmet beklerken birileri doğayı korumaya çalşıyor.Aslında her ikiside hizmet bekler ve her ikiside doğayı sever.Dolayısı ile önemli olan bu orta noktayı bulabilmektir.Orta noktada buluşabilmek ümidi ile ben teşekkür ederim.:)
      • 4 dakika önce · · 1 kişi

Thursday, May 12, 2011

Bir Şikayet!




Trakya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencileri olarak eve çıkmaya karar verdikten sonra görüştüğümüz GÜRSOY EMLAK yetkilileri Yalancıdır,bunu idda ediyorum ve duyurma ihtiyacı hissediyorum çünkü kontrat için gittiğimizde engelleyici sözkonusu bir durum yokken bize defalarca ev sahibine ulaşamadığı yalanını söyledi fakat bunu söylerken ,ev sahibinin telefonunun bizde olduğunun bilincinde değildi ve biz ilk denememizde ulaştık ve ev sahibi buluşup tanışmayı kabul etti.Ne hikmettir ki ,aynı anda GÜRSOY  EMLAK başta aksini idda ederken ,evsahibinin öğrenciye ev vermeyeceğini arayıp söyledi. Ertesi gün ne tesadüf ki ev sahibi de öğrenciye ev vermeyeceklerini söyledi .Hem de Tıp fakültesinde bölüm başkanı bir hocamızın bize referans olmasına rağmen ...

   Biliyormusunuz Edirnede yurtlardaki yoksul öğrenciler etütlerde uyuyorlar.Yaklaşık 2000 örenci 8 kişilik odalarda kötü koşullarda kalıyor.Çünkü ağız birliği yapmış bu emlakçılar 1+1 evlerden bile yakıtsız 600 lira istiyorlar. Ev sahibinin aklını farklı şeylerle doldurarak ,kendi üç kuruşluk çıkarı için aldatan Gürsoy Emlak ve diğerleri bilsin ki mezun olduğumuzda elbette onun dökük hizmetine ihtiyaç duymayacak derecede iyi durumda olacağız,-hem vicdani hem akli açıdan- ,fakat ne acıdır ki ,insanlar bizleri 8 kişilik 12 metrekare odalık yurtlarda kalmaya mahkum ederek ,Türkiyenin geleceği olmamızı bekliyorlar ve aslında giren herkesin mağlup olduğu bir yarışa sokmaya çalışıyorlar ,tek kuralın yenmek ,tek gerçeğin rekabet olduğunu bir yarışa....,insan sormadan edemiyor ,ne için Türkiyede kalıp emek verelim ,yalancı ,çıkarcı bu emlakçı için mi?Yoksa aksine  nadiren rastladığımız öğrenci düşmanı ,para düşkünü merhamet bilmez hayır bilmez insanlar için mi ?Bana bu ülkede çalışmak için  bir tek somut neden söyleyin!!!!



       Yüreğimde geçmişimize ,yaşlılarımıza duyduğum sevgi,geleceğe duyduğum inanç;  sayısı az görünen fakat sevgiye ,iyiye,paylaşıma ve güzele olan inançlarının kuvvetine inandığım ,kudretli dirayetli insanlar olmasaydı ,ülkem için çalışmayı bırakabilirdim.
    Bilinçsiz boşluktaki gençlerinize çok kızmayın ,onların bu durumlarında sizlerin payı büyük.Şu durumda onlara bir tek somut neden söyleyemezsiniz.
Ayrıca ;

   Öğrencisini,öğrenci olduğu için  Çanakkale Savaşına bile göndermek istemeyen bir milletin torunları ,nekadar da yozlaşmış,kendisine geçici verilmiş metalara tapar olmuş......
   Komik bir durum gerçekten , öğrenci olduğumuz ilk günden itibaren çalışıyor olmanız,çok iyi derecede işler çıkarmış olmanız ,ahlaki yaşıyor olmanız hiç biri önemli değil , öğrenci etiketi ile ev sahibinin sizinle  tanışmaya bile tenezzül etmeden reddetmesi ,uçuk fiyatlar istemesi muhtemel.(Benim karşılaştığım kişi asistan doktor babası düşünün artık... )
Edirnedeki ev sahiplerini azıcık insafa çağırıyorum  ve hatırlatmak istiyorum .Biz bu şartlarda okuruz da,yetişiriz de ,yetiştiririz de .Acaba bizlerin idarede olacağı , seven yüreklere, sevgiyle hükmedeceğimiz dönemde, yaşlanmış olacak bu insanlar ve aynı zihnityette yetiştirdikleri çocukları; sizler bu bencil karakterle nasıl yaşayabileceksiniz!!!

Sunday, May 1, 2011

Çok şey birikti konuşacak!!!!!!!

 "Herşeyi öncelikle olumlu eleştireceksiniz,kim Allah için ,insan için,herkes için bir iyilik yaparsa gidip söyleyeceksiniz,mektup yazacak,bildireceksiniz memnun olduğunuzu" diyor Hayrettin KaracaDedemiz,Toprak Dedemiz. Vicdani bilinç ancak böyle uyanabilir !
 
  Işığına ne umutlar biriktirdik,azıcık aralasan gözlerini neler neler göreceksin .....
Dünyaya, yeşile, kendine dair, sokakta titreyen bir kimsesize dair ,bastonuna yüklenen yaşlıya dair,inanca ,sevgiye, dostluğa dair .......BİRliğe dair..
    Azıcık aralasan göreceksin güneşi boşa beklediğini.
Gerçek güneşin yüreğindeki  amansız ateşindi,ya  ne bekliyordun, hangi renkte dilersen o renk yanıyor! Korkma yangınlardan.


En uzağın gözünü kapattığında gidebileceğin kadar uzak,korkma gitmelerden  !
Azıcık aralasan göreceksin gözlerini kapatığında gördüğün herşey ,gerçekte yine senin!


Kamp maskotumuz TEkuMa !
Az kalsın üzerine çadır kuruyorduk :)

 Yazmıyorsunuz ,CNN de yazmıyor AA da yazmıyor. Toprağı ,bereketi ,yazmıyorsunuz!

Toprak ,Bayrak,Yaprak için çıktık yola!
Buz havada sıcak bir soluk olmaya !



"Madem haklısınız? Neden bukadar azsınız" dendi.
Biz ne küçüğüz ne de azız,Çanakkaledekiler de az değildiler.Bazı şeyleri göremezsiniz,inancı,dirayeti ,dayanma gücünü göremezsiniz. Asıl büyüklük bunlarla orantılıdır.Biz aslında çok büyüğüz ,çünkü biz BİRiz ,aileyiz,inanıyoruz,karşılık beklemiyoruz. Kamp ateşi sohbetlerinden küçük dipnotlar...

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2015

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2015

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2015

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2011

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2009

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2007

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2008

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2015

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2009