Bedirhan Gökçe – Sokak Çocuğu…
Bedirhan Gökçe – Sokak Çocuğu…
Sayfa no: YOK
Cilt
no: YOK
Hane no: YOK
Ana adı?
...Ben sokak çocuğuyum abi
hani şu uçurtması
asılı kalan çocuk varya,
bilyelerini rüyalarında unutan çocuk,
ve
oyuncaklarını masal kahramanlarına kaptıran çocuk
o benim işte , o
benim abi
sahi, bir annem olmalıydı değilmi?
ben dudaklarımda
sokakları besteliyorum oysa
sahi abi, tadı nasıldı anne sütünün?
anneler
nasıl okşar çocuklarını
anne kokusu nasıldır kimbilir?
ana ha?
bir
anne çizebilirmisin benim için
karanlığın kar soğuğu parmak uçlarına
bir anne
unutulmuş çocukların ürkek avuçlarına bir anne
ve yanına
beni eklermisini abi?
tıpkı sulu boya resimlerdeki gibi
sımsıcak…
Sahi
abi, senin gözlerini kesmiyor değil mi
bir köprünün soğuk gergin ve
karanlık bedeni …
sahi sen hiç seyrettin mi ay dedeyi bir köprünün
altından?
üşüdün mü abi kayan bir yıldıza bakarken?
abi sen, abi
sen? boşver…
gel boyat istersen ayakkabılarını
ben, aha şu
ayakkabıların bağcıklarından asılıyırom yaşama
gel boyat
ayakkabılarını
boyat da resmi çıksın
dostun, düşmanın tüm
kaldırımlara
sayfa no: yok
cilt no: yok
hane no: yok
yokların
varlığında tam göbek bağından yakalandın mı hiç yalnızlığa?
sahi bir
de… bir de babam olmalıydı değil mi?
baba?
beni döveecek bir
babam bile yok biliyor musun?
nasırlı ellerinde şefkat arayacağım bir
insan
kim bilir bayramda neler alır babalar çocuklarına
unutmuşum
!
Bayramlarınızda vardı sizin öyle değil mi
arefeleriniz…
bayramlarda
temize çekilen dostluklar vardı sonra
oysa ben kırık dökük ıslıklar
ısmarlıyorum
güneşe ve mehtaba…
yankısız, bestelenmemiş ve
bestelenmeyecek
serseri ıslıklar…
bir babam olsaydı belki yeterdi
çocuk
olurdum eskisi gibi
şımarırdım öylesine
boşver abi, kimin neyine
bayram
kimin neyine hediye, baba kimin neyine abi
sahi senin
düşlerin vardır
söylesene, göremedğini rüyanın düşünü kurarmısın
ahmet,
bir düş görmüş geçenlerde
yorgun ve geç gelen bir gecede
utanırken
anlattı, anlatırken utandı
bir ip bağlamış gök kuşağına
“bak ana
uçurtmamı gördün mü
ya uçurtmamın gölgesinde bilye oynayan
çocukları?”
ahmetin düşü işte…
bana düşlerini kiralar mısın abi
bedava
boyarım ayakkabılarını
bana düşlerini, düşlerini abi
boşver…
bak
iyi parlayacak bu ayakkıbılar
en parlak ayakkabılarınla yürüyeceksin
yaşama
sen düşünme, sokaklar düşünsün beni
gazete manşetleri, 3.
sayfa haberleri düşünsün
isimsiz bir damla gözyaşı düşünsün
sen
beni düşünme, düşünme be abi
nasıl olsa ben olmayan ayakkabılarımın
sıcaklığıyla
basıyorum tüm kaldırımlara…
olmasa da annesi babası
sokakların
sokak çocuğuyum işte
ben sokak çocuğuyum
kazanılmadan
kaybedilmiş bir geleceğin herhangi bir yerinde
ben sokak çocuğuyum
abi
hani şu uçurtması gökyüzünde asılı kalan
oyuncaklarını masal
kahramanlarına çaldıran çocuk var ya
işte o benim
o benim abi
o
benim….
No comments:
Post a Comment