Tuesday, December 27, 2011
Saturday, December 24, 2011
E_FAIL (0x80004005) / VirtualBox COM Nesnesi Oluşturulamadı / Virtualbox xml file empty.
Eğer bir anda siz de benim gibi linux ortamına kurduğunuz sanal makinanızın aşağıda verdiğim hatayı verip çalışmadığını görürseniz korkmayın.
Aslında çözmek için uzun zaman harcadım.Sorunun böylesine basit bir şekilde çözülmesi harcadığım zaman ile orantıladığımda canımı sıktı doğrusu .Ama neyse ki çözüldü.Şahsen forumlarda vboxdrv dosyasını güncellemek tavsiye ediliyordu fakat denediğim onalrca şeyin yanında bu da sonuç vermedi ,Oracle VM i , Virtual OS yi vb sanal makineleri denetim kaldırıp tekrar kurdum fakat nafile bir türlü çözülmedi.Üstelik samba4 kurulurken hata veriyodu ve dikkatim tamamen farklı bir noktaya kaymıştı.
Location: '/home/nazli/.Virtualbox/Vbox.xml', line 1 (0), column 1.
(Virtualbox::init)
Result Code:
E_FAIL (0x80004005)
Component:
VirtualBox
Interface:
IVirtualBox {...................................}
Aslında çözmek için uzun zaman harcadım.Sorunun böylesine basit bir şekilde çözülmesi harcadığım zaman ile orantıladığımda canımı sıktı doğrusu .Ama neyse ki çözüldü.Şahsen forumlarda vboxdrv dosyasını güncellemek tavsiye ediliyordu fakat denediğim onalrca şeyin yanında bu da sonuç vermedi ,Oracle VM i , Virtual OS yi vb sanal makineleri denetim kaldırıp tekrar kurdum fakat nafile bir türlü çözülmedi.Üstelik samba4 kurulurken hata veriyodu ve dikkatim tamamen farklı bir noktaya kaymıştı.
Siz hiç bunlara aldanmayın.
VirtualBoc COM nesnesi oluşturulamadı.
Virtual Start tag expected, '<' not found.Location: '/home/nazli/.Virtualbox/Vbox.xml', line 1 (0), column 1.
(Virtualbox::init)
Result Code:
E_FAIL (0x80004005)
Component:
VirtualBox
Interface:
IVirtualBox {...................................}
Aslında virtualbox ı kaldırıp tekrar kurduğumda da sorun düzelmediği için sorunun programdan kaynaklanmadığını düşünüp /.virtualbox/vbox.xml dosyasına girdim ve içinin boş olduğunu gördüm.Sistem başlangıç formunu bu xml den okuyordu ve boş olduğu için başlatılamıyordu. vbox.xml içeriğini vbox.xml-prev dosya içeriği ile doldurdum ve sonuç olumlu oldu .Sistem başlatıldı. Sorun Vbox ın sanal makine içerikleri okuması gereken dosyayı değil farklı bir dosyayı okumasından kaynaklanıyormuş.
Benzer bir hata ile karşılaşırsanız önce bu xml dosyasına e yada Virtual Vms klasörundeki eski sanal makinelere bakmanızı tavsiye ederim .
Ha unutmadan linuxda " ." ile başlayan dosyalar( /.virtualbox ) gizli dosyalardır .Eğer bu dosyaları göremiyorum diyorsanız Ctrl + H ile bakabilirsiniz.
İyi Çalışmalar!
GulBahar
Son izlediğim filmden bir parça müzik paylaşmak istedim.Gerçekten güzel bir yapım ,
"Dedemin İnsanları".
Somebody loves you !!
Fragman
Bir tane de benden :D
Wednesday, December 7, 2011
Natural Language Processing and Morphologically Analisis
NLP (Doğal Dil İşleme) Makine insan etkileşiminde önemli bir araçtır. 4 tane birbirine bağlı unsurdan oluşur.
Ses Bilimi (Fonetik)
Biçim Bilim (Morfoloji):Dilde biçimsel ögeleri sınıflamak için kullanılır.
Söz Dizim (Sentaks)
Anlam Bilim (Semantik)
Morfolojik Analizden yüzeysel olarak bahsedecek olursak , Kök ve Ek Analizi olmak üzere iki kısmı mevcuttur.
Kök Analizinde karakter sayısı bakımından, dile özgü tüm kökleri barındıran bir veritabanına ihtiyaç duyarız. Bu veri tabanını kullanarak ,dilin niteliğine göre (önden eklemeli , sondan eklemeli...) veritabanında bir search yapıp kök tespit ederiz.
Sonraki aşama ek analizidir.Bu aşamaya gelene kadar belli sıkıntılar mevcut.Şöyle ki bir kelimenin kökü için “Kelimenin daha küçük parçalara ayrılmayan,anlamlı ve kelimenin anlamı ile ilgili en küçük parçasıdır. ” tanımını yapıyoruz.
Doğal olarak morfolojik sınıflama yapmaya kalkıştığımızda semantikten bağımsız bir işlem yaptığımız için bazen tespit ettiğimiz kök , kelimenin anlamından bağımsız bir anlam taşıyabiliyor. Eskitmek kelimesini ele alırsak ,eski- mek değil de es-mek i kök olarak seçme durumumuzda yanlış bir tespitte bulunmuş oluruz.Bu aşamada Ek Analizini devreye alırız .Türkçe için örnek verecek olursak ,Türkçe de kökten sonra gelecek ekler belli bir hiyerarşi içindedir ve kökün alabileceği ekler bilinmektedir.Dolayısı doğru sonuç elde etmek için kök ve ek analizini bir bütün olarak değerlendirmeli ,her biri bir diğerinin ara ürünü olan zincirleme bir reaksiyon gibi düşünmeliyiz.
Söz Dizimsel Analiz (Sentaktik) : Kelimelerden oluşmuş bir söz dizgesinin gerçekte bir cümle yapısına uygun olup olmadığının tespiti “söz dizimsel analiz” ile yapılır.Örneğin her cümlede iş oluş hareket bildiren bir yüklem bulunmalıdır.Öyle ise cümle diyebilmem için söz dizisinde bir yüklem tespit etmeliyim.
Anlamsal Analiz(Semantik):Ek hiyerarşisi analiz edilmiş kelimelerin ,cümle hiyerarşisine uygun konumlarına bakılarak , kelimeler arası ilişkileri tanımlanabilir.Yani bu süreci sentaktik analiz ile sınıflandırılmış kelimelerin anlamlardırma süreci olarak tanımlayabiliriz.
NLP üzerine yapılan araştırmalar , doğal dillerin işlev ve yapılarının daha iyi anlaşılması,Bilgisayar - insan etkileşiminin daha iyi sağlanması ve bilgisayar ile dil çevirisi yapmak için kullanılır.
Dilin işlenmek üzere çözümlenmesi için matematiksel model oluşturulması gerekir.Matematik aslında doğayı ve olayları ...tanımlamak için kullandığımız bir dil ise Doğal Dil İşlemede matematiksel bir model geliştirmek ,diller arası bir dönüşüm sağlayacağından işimizi kolaylaştıracaktır.
Atrocity -Milgram Deneyi
Desteklediklerimizin gerçekten de kendi fikirlerimiz doğrultusunda iç sesimizle aldığımız kararlar olup olmadıklarını sorgulamak gerek.Pek çok kişinin bir olayı meşru görmesi ,bizde bu olayı vicdani bakımdan uygun görmek şeklinde bir fikir uyandırabilir.
Bir blogda güzel bir cümleye rastladım ."Hayatta vicdan ile itaat arasında bir yerde kalırsanız iç sesinize kulak vereceğinizi düşünebilirsiniz.Fakat eylemleriniz göründüğü gibi kendi kontrolünüzde olmayabilir,kontrolünüz dışında kalabilir ." Bu söz bana kalırsa deneyde yaşananları açıklamış.
Bu eylem sonunda ben sadece verilen emri yerine getirdim cevabı ne kadar insani bir cevaptır?
Bana kalırsa sorgulamak gerek.
ASCH Deneyi / Sürü Psikolojisi
Çevremizin üzerimizde kurduğu baskı ,sosyal imkanları ve kişilik özellikleri bize benzer nitelikte olan insanların baskısı ile önemli oranda artar.Peki tüm hareketlerimizin ortam bağımsız olduğunu ve belli davranışları sergilerken hiç kimseden etkilenmediğimizi düşünüyor musunuz ?
Öğrendiğimiz bilgiler konusunda gerçekten kendimizden eminsek,hangi aşamaya kadar fikrimizi savunmayı sürdürebiliriz ? Bizi savunmaya iten yada reddetmeye yönelten şey nedir ? Doğru bilgiye sahip olduğumuzdan emin miyiz ? Öyle ise doğru bilgiyi nasıl elde ederiz?
Kafamda buna benzer pek çok soru var? Bugün sürü psikolojisi üzerine yapılan bir deneyle karşılaştım ve paylaşmak istedim. 1955 yılında yapılan deneyi video dan izleyebilirsiniz?
Sunday, November 27, 2011
Thursday, November 24, 2011
Wednesday, November 23, 2011
Tuesday, November 22, 2011
Cennetin Rengi
İlk olarak TRT nin film kuşağında izlediğim bu film, her izlediğimde insanlığımı ağlatan bir yapım....
Tuesday, November 8, 2011
Reinforcement Learning ;)
Ekşi sözlükte dolaşırken karşılaştığım aşağıdaki linkte ,öğrenme çeşitlerinden biri olan ve satranç örneğini içerisinde barındıran, "reinforcement learning" ile ilgili kapsamlı şeyler bulabilirsiniz .
Reinforcement Learning
Find the battery!.....
"Kendisini Dil ve Müzik insanı olarak tanımlayan Amerikalı Prof.Gardner ın tutkusu işi ve ailesidir.Gardner seyahat ve sanatın çeşitli alanlarına ilgi duymakta ve halen Harvard Üniversitesindeki çalışmalarına devam etmektedir."
Bir bireyin IQ ile tek bir zekaya sahip olduğu fikri yıllardır insanlar tarafından benimsenmişti. Fakat Howard Gardner ın ilk olarak Frames of Mind adlı kitabında bahsettiği "Çoklu Zeka Kuramı" ile , bir bireyin birden fazla zekaya sahip olduğunu ve bazı zekaların kullanımının çeşitli faktörlerden dolayı baskın ,bazılarının çekinik olabileceğini ileri sürmüştür.
Prof. GARDNER'ın tanımladığı zeka türleri :
- Sözel - Dilsel Zeka
- Mantıksal - Matematiksel Zeka
- Görsel - Mekansal Zeka
- Bedensel - Kinestetik Zeka
- Müziksel - Ritmik Zeka
- Kişisel - İçsel Zeka
- Kişilerarası - Sosyal Zeka
- Doğa - Varoluşcçu Zeka
İki teoriyi birleştirdiğimizde 'herşeyin teorisi' ortaya çıkar.
Bugün okuduğum yazılardan ilgimi çeken birkaç yazı paylaşmak istedim.
Bilgisayarın insanı geçmesini, genetik mühendisliği önler
Epistemolojik Kavramlar Üzerine (Bilgi,Gerçek,Akıl,Örüntü)
Okuyacak o kadar çok şey var ki :(( Bilginin varlığına mı sevinmeli yoksa kavrayışımızın yetersizliğine mi üzülmeli .....
Bilgisayarın insanı geçmesini, genetik mühendisliği önler
Epistemolojik Kavramlar Üzerine (Bilgi,Gerçek,Akıl,Örüntü)
Okuyacak o kadar çok şey var ki :(( Bilginin varlığına mı sevinmeli yoksa kavrayışımızın yetersizliğine mi üzülmeli .....
Sunday, November 6, 2011
Yann Tiersen
Les jours tristers
Naval
Comptine d'un autre été l'après midi
Sur le fi
Le jour d'avant
Le moulin
" Yann Tiersen (d. 23 Haziran 1970, Brest), deneysel, minimalist Fransız müzisyen, multi-enstrümantalist. Eserlerinde genellikle piyano, akordeon, keman ve ailesi, gitar kullanır. Bunların dışında toy piyano, carillon, banjo, mandolin, harpsikord, vibrafon, bas gitar ve melodika enstrumanlarını çalmakta ve müziğine yerleştirmektedir. "
Zalım
Evime ilk gittiğimde sen evimde yeni misafir ,beni hiç tanımadan nasıl bilebilirsin o evin ferdi olduğumu ,başkaları için zincirleri parçalarken ,nasıl olur da benim yanımda uysal bir kedi kesiliveririrsin.Seni kavramak güç....Nasıl anladın öleceğini de çekip gittin ,gittiğin korulukta uzanıp ruhunu teslim ettin ?
70 inde anneannem bayram günü göz yaşı döküyor , anlamış öleceğini çekip gitmiş diyor,Bir sevdiğimi daha kaybettim,sensiz sahipsiz kaldı evimiz!...
Güzel Bir Bayram Geçirmeniz Dileğiyle!
Yüzünüzden , sıcak bayram tebessümü ,yüreğinizden sevdiklerinizin sıcaklığı ve sevgiyle yüklenmiş hasreti eksik olmasın.Bu bayram gününde sevdikleriyle kavuşabilenlere bol muhabbet, kavuşamayanlara güzel bir bayram diliyorum.Allah sevgi ve merhamet dolu yürekleri ayırmasın,kimsesiz düşkün insanları yalnız bırakmasın . Hayırlı Bayramlar !
Bayram demek ;
Bayram biraz tebessüm!
Biraz Manço !
Biraz mizah !
Bir kap yemek !
Bir kap yemek !
Biraz bekleyiş!
Darülaceze'nin yetimhane bölümünde Mustafa Özer tarafından elde edilen bir ‘o’ an. Fotoğrafın alt kısmında, bayramda gelen hediyeler görülüyor. Özer, o sırada diğer kamerasının objektifini değiştiriyor. Çocuklardan ikisi yere konmuş makinenin objektifine bakarken, diğer ikisi de öteki objektife bakıyor. Işığın tembellik ettiği köşede objektife bayram sevinci, ışığın gözlerde dolaştığı tarafta ise yine aynı objektife merak yansıyor
Saturday, November 5, 2011
Friday, November 4, 2011
What is Ushahidi?
What is Ushahidi?
Imagine a way for people all over the world to tell the story of what was happening to them or around them during a disaster or emergency situation.İt would need to be easy to use something that almost anybody can do and it would need to be deployable worldwide .And that is why we have created Usahidi is the word meaning (testimony or withness).
Ushahidi nedir ?
Dünyanın her köşesindeki insanlar için insanların bir felaket yada acil bir durum anında etraflarında ne olduğunun yada onlara ne olduğunun hikayesini anlatabilecekleri bir yol(sistem) hayal edin.Onun hemen hemen herkesin kullanabileceği kadar kolay ve tüm dünyaya konuşlandırılabilir(yayılabilir) olması gerekir. Kelime anlamı olarak şahit yada tanık anlamına gelen Ushahidi yi neden tasarladığımızın cevabı budur.
Alan Turing [Computing Machinery and Intelligence]
Alan Turing mentioned about Turing Test in the article that is called “Computing Machinery and Intelligence” .The article was being published at the Mind Magazine in 1950 .You can view the article by clicking the link below .
http://www.scribd.com/doc/6283893/Alan-M-Turing-Computing-Machinery-and-Intelligence
Güneyi Gösteren Savaşçı
Formel Diller dersimizin giriş kısımlarında hocamın bilgi işleme araçlarıyla ilgili hazırladığı sunumda ilgimi çeken bir bölümdü Güneyi Gösteren Araba ....Çalışma mantığı ile ilgili kısa bilgileri linkten edinebilirsiniz. :)
http://ocw.metu.edu.tr/file.php/65/ch6/sec3/warrior.html
http://ocw.metu.edu.tr/file.php/65/ch6/sec3/warrior.html
Friday, October 28, 2011
Kurultayın İkinci Gününden Notlar ;)
Neyse ki oturuma yarım saat geç kalan bir tek ben değilmişim .Saat 10 gibi sıkı bir tercih yapmam gerekti ve eş zamanlı düzenlenen oturumlardan E- devlet Üst Yapısı ile ilgili paneli seçtim. Açıkçası pişman da olmadım.Devletin e- devlet dönüşümünde ihtiyaç duyduğu araçlardan,eksik noktalardan bahsedildi.
Açıkçası daha önce Gömülü sistemler sempozyumunda mersis projesi üzeride çalışan ,tübitak mensubu bir hocamız ile tartıştığımız konu tam da panelin bel keiğini oluşturuyordu.O gün tatıştığımız konu şöyleydi ; Evet hocam çok güzel ,üzerinde TC nufus cuzdanımızın işlemcili bir versiyonunu çıkardınız.Güzel şifreleme metotları kullanmışsınız ,boyutu cüzdana sığacak derecede küçülmüş ,işlevi artmış....Peki kartın işlevini biraz daha arttırmaya ; sağlık ,vergi ,nufus ,hukuk ,okul belki de maaş ödeme işlemleri gibi kamusal işlemleri tek kart üzerine entegre etmeye ne dersiniz ?
Değerli Hocam bu soruya şöyle yanıt verdi : Peki bu kartın üzerine kim imza atacak ?
Benim için şaşırtıcı bir cevaptı.
Hocam devam etti : Bahsettiğiniz kurumlar ,her biri ayrı bakanlığa bağlı kurumlar ve hepsi birbirine denk yetkilerde yani birinin imza yetkisi diğerinin üzerinde değil.Her birinin ayrı veri tabanları var ve hiç bir bakanlık veri tabanını bir diğer bakanlık ile paylaşmıyor.Bunu gözle almıyor. Nasıl olacak da bu durumda pek çok kart kullanmak yerine tek bir kartı hayata geçirebileeksiniz. ?
Bu duruma da çözümüm vardı elbet fakat uluslar arası standartları kendimize uydurmak gibi bir durum söz konusuydu.Yeni okuyucu makineler vs.
Kart olayını bir kenara bırakmıştım ve beni asıl üzen konu kamu kurumları arasında ne denli koordinasyonsuzluk olduğunu duymak ve bu durumun kolay kolay değişmeyeceğini dinlemek olmuştu.Yani her biri pek çok eksiklikle hantallaşmış , vatandaşa ufak bir işlem için bile şehir turu attıran kuruluşları bu dertten kurtaracak ,kurumların genelini kapsayan bir bilişim uygulaması yapmak söz konusu değildi. Altına kim imza atacaktı ???
O günden bu güne sevindirici gelişmeler olmuş kamu kuruluşlarımız , daha önce tespit ettikleri bu koordinasyonsuzluk durumundan kurtulmanın yollarını aramaya başlamış.Eksiklerini tespit etmiş .Bizleri göreve çağırıyor. E - devlet yapılanmasında öncekinin aksine tek merkezden yönetilen bir yapı benimsemek istiyorlar ve bakanlıkların koordinasyon ve iş birliği içerisinde proje yönetmesini istiyorlar. Kalkınma müsteşar yardımcısının değindiği bu konuyu ben de bel kemiği olarak görüyor ve şu sözlerini size aktarıyorum.
"Türkiyede e- dönüşümü hızlandırıcı adımlar için ve e- devlet ,bilgi toplumu kavramlarını birbirinden ayırmadan ,işbirliği ,koordinasyon ve başarımın artırılması gerekir. Mevcut kaynaklarımızı kullanarak ,kurumlar arası işbirliğini nasıl sağlayabiliriz ? Kısa vadede etkin çözümler üretmemiz gerekir. "
Ayrıca Sayın Savaş Hocamız da , E- Devlet üst yapısını oluştururken yenilikçi örgütlenme mekanizmasına ihtiyacımız olduğundan ; Bu yapıyı kurarken bürokratikleşmeyi aşmamız gerektiğinden,yukarıdan aşağı değil aşağıdan yukarı bir örğütlenme yapısı benimsememiz gerektiğinden bahsetti.Ayrıca bilgi işlem birimlerinde çalışan insanların bilgisayar tamircisi olarak görülmemesi gerektiğinden , şirket içi e - dönüşümden sorumlu kişiler olarak görülmelerinin gerekliliğinden bahsetti.
Şu soruları kendimize sormalıyız ,e -devlet üst yapısından neler bekliyoruz ? Hangi düzeyde bir organizasyon şemasına ihtiyaç duyuyoruz .Bu yapının ne yapmasını istiyoruz ? Belkide sorunlardan yola çıkarak çözümlere daha kolay ulaşabiliriz.
Ayrıca Türksat Genel Müdürü Özkan Dalbay kısa konuşmasında en büyük problemin koordinasyon sorunu olduğundan tüm kurumların tek noktada birleştirilmesi gerektiğinden bahsetti. Ali Babacanın bir sözüne yer verdi "Olağanüstü bir eğitim reformu yaplmazsa ,2023 hedefimize ulaşmak mümkün değil."
Bu anlamda Siyasi iradenin bu konuyu önceliklendirmesini ,özel sektör ,kamu ve birey bakışıyla dönüşümün hızlandırıması , vakit kaybedilmemesi gerektiğinden bahsetti.Devlet yapıları arasında güven ve hız sağlanmalı ...
Sayın Turhan Menteş ise aynı konuşmada , Vatandaş kelimesiyle sadece bireyin algılanmaması gerektiği ,Koordinasyonun bu bakışla sağlaması gerektiğini vurguladı. Beni şaşırtan bir şey de şuydu ,Bilişimi ön plana alma sebebi nedir sorusunu sormuşlar ve bilişimsizlik maliyeti hesaplamışlar,raporlamışlar.
Son olarak da koordinasyon sağlanabilmesi için verilerin paylaşımının önemini vurguladı.
Panelde bu hantallığa bir örnek olarak ,üst düzey bir devlet memurunun iki ayrı kurumda çalışma ,(iş günü) bilgilerinin farklı olmasından dolayı ,yakınları devrede olmasına rağmen 20 gün boyunca emekli olabilmek ve bu hatayı düzeltmek için uğraştığını emekli memurunun ağzından dinledik.. devamı gelecek :D
Açıkçası daha önce Gömülü sistemler sempozyumunda mersis projesi üzeride çalışan ,tübitak mensubu bir hocamız ile tartıştığımız konu tam da panelin bel keiğini oluşturuyordu.O gün tatıştığımız konu şöyleydi ; Evet hocam çok güzel ,üzerinde TC nufus cuzdanımızın işlemcili bir versiyonunu çıkardınız.Güzel şifreleme metotları kullanmışsınız ,boyutu cüzdana sığacak derecede küçülmüş ,işlevi artmış....Peki kartın işlevini biraz daha arttırmaya ; sağlık ,vergi ,nufus ,hukuk ,okul belki de maaş ödeme işlemleri gibi kamusal işlemleri tek kart üzerine entegre etmeye ne dersiniz ?
Değerli Hocam bu soruya şöyle yanıt verdi : Peki bu kartın üzerine kim imza atacak ?
Benim için şaşırtıcı bir cevaptı.
Hocam devam etti : Bahsettiğiniz kurumlar ,her biri ayrı bakanlığa bağlı kurumlar ve hepsi birbirine denk yetkilerde yani birinin imza yetkisi diğerinin üzerinde değil.Her birinin ayrı veri tabanları var ve hiç bir bakanlık veri tabanını bir diğer bakanlık ile paylaşmıyor.Bunu gözle almıyor. Nasıl olacak da bu durumda pek çok kart kullanmak yerine tek bir kartı hayata geçirebileeksiniz. ?
Bu duruma da çözümüm vardı elbet fakat uluslar arası standartları kendimize uydurmak gibi bir durum söz konusuydu.Yeni okuyucu makineler vs.
Kart olayını bir kenara bırakmıştım ve beni asıl üzen konu kamu kurumları arasında ne denli koordinasyonsuzluk olduğunu duymak ve bu durumun kolay kolay değişmeyeceğini dinlemek olmuştu.Yani her biri pek çok eksiklikle hantallaşmış , vatandaşa ufak bir işlem için bile şehir turu attıran kuruluşları bu dertten kurtaracak ,kurumların genelini kapsayan bir bilişim uygulaması yapmak söz konusu değildi. Altına kim imza atacaktı ???
O günden bu güne sevindirici gelişmeler olmuş kamu kuruluşlarımız , daha önce tespit ettikleri bu koordinasyonsuzluk durumundan kurtulmanın yollarını aramaya başlamış.Eksiklerini tespit etmiş .Bizleri göreve çağırıyor. E - devlet yapılanmasında öncekinin aksine tek merkezden yönetilen bir yapı benimsemek istiyorlar ve bakanlıkların koordinasyon ve iş birliği içerisinde proje yönetmesini istiyorlar. Kalkınma müsteşar yardımcısının değindiği bu konuyu ben de bel kemiği olarak görüyor ve şu sözlerini size aktarıyorum.
"Türkiyede e- dönüşümü hızlandırıcı adımlar için ve e- devlet ,bilgi toplumu kavramlarını birbirinden ayırmadan ,işbirliği ,koordinasyon ve başarımın artırılması gerekir. Mevcut kaynaklarımızı kullanarak ,kurumlar arası işbirliğini nasıl sağlayabiliriz ? Kısa vadede etkin çözümler üretmemiz gerekir. "
Ayrıca Sayın Savaş Hocamız da , E- Devlet üst yapısını oluştururken yenilikçi örgütlenme mekanizmasına ihtiyacımız olduğundan ; Bu yapıyı kurarken bürokratikleşmeyi aşmamız gerektiğinden,yukarıdan aşağı değil aşağıdan yukarı bir örğütlenme yapısı benimsememiz gerektiğinden bahsetti.Ayrıca bilgi işlem birimlerinde çalışan insanların bilgisayar tamircisi olarak görülmemesi gerektiğinden , şirket içi e - dönüşümden sorumlu kişiler olarak görülmelerinin gerekliliğinden bahsetti.
Şu soruları kendimize sormalıyız ,e -devlet üst yapısından neler bekliyoruz ? Hangi düzeyde bir organizasyon şemasına ihtiyaç duyuyoruz .Bu yapının ne yapmasını istiyoruz ? Belkide sorunlardan yola çıkarak çözümlere daha kolay ulaşabiliriz.
Ayrıca Türksat Genel Müdürü Özkan Dalbay kısa konuşmasında en büyük problemin koordinasyon sorunu olduğundan tüm kurumların tek noktada birleştirilmesi gerektiğinden bahsetti. Ali Babacanın bir sözüne yer verdi "Olağanüstü bir eğitim reformu yaplmazsa ,2023 hedefimize ulaşmak mümkün değil."
Bu anlamda Siyasi iradenin bu konuyu önceliklendirmesini ,özel sektör ,kamu ve birey bakışıyla dönüşümün hızlandırıması , vakit kaybedilmemesi gerektiğinden bahsetti.Devlet yapıları arasında güven ve hız sağlanmalı ...
Sayın Turhan Menteş ise aynı konuşmada , Vatandaş kelimesiyle sadece bireyin algılanmaması gerektiği ,Koordinasyonun bu bakışla sağlaması gerektiğini vurguladı. Beni şaşırtan bir şey de şuydu ,Bilişimi ön plana alma sebebi nedir sorusunu sormuşlar ve bilişimsizlik maliyeti hesaplamışlar,raporlamışlar.
Son olarak da koordinasyon sağlanabilmesi için verilerin paylaşımının önemini vurguladı.
Panelde bu hantallığa bir örnek olarak ,üst düzey bir devlet memurunun iki ayrı kurumda çalışma ,(iş günü) bilgilerinin farklı olmasından dolayı ,yakınları devrede olmasına rağmen 20 gün boyunca emekli olabilmek ve bu hatayı düzeltmek için uğraştığını emekli memurunun ağzından dinledik.. devamı gelecek :D
Wednesday, October 26, 2011
28. Ulusal Bilişim Kurultayı
Merhaba, uzun bir aradan sonra ,geçmiş yıldan bu yana üzerinden tam da 1 yıl geçen ,bu yıl ki adıyla 28.Ulusal Bilişim Kurultayının tekrar Ankara da başlamış olduğunu yazmak istedim.
Bu gün oldukça hareketliydi ,salona girdiğimde Ulaştırma Bakanımız konuşma yapıyordu.Sonrasında Faruk Eczacıbaşı ve TBD Onursal Başkanı Prof.Dr Aydın Köksal konuşma yaptı.Sonrasında ingilizce yapılan bir panel vardı ,konuşmacıları Amerika ,Meksika ve İngiltereden gelmiş olan panelde akademik dünya ,iş dünyası ve siyasi temsilciler vardı.Sosyal medyanın etkilerinden , Arap Baharından Wall Street ,Londra olaylarından bahsedildi.
Bu hoş panelin sonrasında Gani Müjde ile biraz mizah ve kokteyl ile günü kapattık.Yarın ki oturumlar daha heyecanlı olacağa benziyor.Umarım beklediğim gibi çıkar.
Kurultay toplamda 4 gün sürecek.Sonrasında Ankara Beypazar ında Trekking düşünüyoruz. Akşamı da artık Edirneye dönüş .... İkinci günün izlenimlerini ve ilk günün panel ayrıntılarını yarın paylaşacağım.Sanırım Uykuya yenik düştüm :(
(Dip Not : Türkiye Bilişim Derneği tarafından her yıl düzenlenen ve bilişime taraf tüm kesimlerin yer aldığı Bilişim 2011 "28. Ulusal Bilişim Kurultayı" Dijital Türkiye Platformu işbirliği ve sinerjisiyle 26-29 Ekim 2011 tarihlerinde JW Marriott Hotel Ankara'da gerçekleşecek.)
Bu gün oldukça hareketliydi ,salona girdiğimde Ulaştırma Bakanımız konuşma yapıyordu.Sonrasında Faruk Eczacıbaşı ve TBD Onursal Başkanı Prof.Dr Aydın Köksal konuşma yaptı.Sonrasında ingilizce yapılan bir panel vardı ,konuşmacıları Amerika ,Meksika ve İngiltereden gelmiş olan panelde akademik dünya ,iş dünyası ve siyasi temsilciler vardı.Sosyal medyanın etkilerinden , Arap Baharından Wall Street ,Londra olaylarından bahsedildi.
Bu hoş panelin sonrasında Gani Müjde ile biraz mizah ve kokteyl ile günü kapattık.Yarın ki oturumlar daha heyecanlı olacağa benziyor.Umarım beklediğim gibi çıkar.
Kurultay toplamda 4 gün sürecek.Sonrasında Ankara Beypazar ında Trekking düşünüyoruz. Akşamı da artık Edirneye dönüş .... İkinci günün izlenimlerini ve ilk günün panel ayrıntılarını yarın paylaşacağım.Sanırım Uykuya yenik düştüm :(
Thursday, October 13, 2011
Wednesday, October 12, 2011
Tuesday, October 11, 2011
Ekşi Sözlükte Aborjinler,Aforizmalar:D Sadece telaffuzu benzer :)
silah olarak bumerang kullanırlarmış: iki türmüş bumerangları; biri şu filmlerde görülen cinsten, havada yarım daire çizipmatematiksel bir şaşmazlıkla çıkış noktasına geri dönenlerden. diğeri ise bir vuruşta öldüren cinsten.
kafesin biri, bir kuş bulmaya çıkmış.
(bkz: franz kafka)
“El, yapabildiğince sıkı tutar taşı. Olabildiğince uzağa atabilmek için sıkıca kavrar. Yol, işte o kadar uzağa götürür insanı.”
kafesin biri, bir kuş bulmaya çıkmış.
(bkz: franz kafka)
“El, yapabildiğince sıkı tutar taşı. Olabildiğince uzağa atabilmek için sıkıca kavrar. Yol, işte o kadar uzağa götürür insanı.”
"yoksunlugunu bir erdem yapip cikariyorsun."
"birincisi, herkes yapiyor bunu, ve ikincisi, bu tam da benim yapmadigim bir sey, ben yoksunlugumu yoksunluk olarak alikoyuyorum, batakliklari kurutmuyor, onun sitmali buhari icinde yasiyorum."
"iste sen bunu bir erdeme donusturuyorsun."
"daha once de dedim ya, herkes gibi. hem bunu yalniz senin hesabina yapiyorum; benim dostum olarak kalman icin kendi ruhumun yaralanmasini kabulleniyorum."
"birincisi, herkes yapiyor bunu, ve ikincisi, bu tam da benim yapmadigim bir sey, ben yoksunlugumu yoksunluk olarak alikoyuyorum, batakliklari kurutmuyor, onun sitmali buhari icinde yasiyorum."
"iste sen bunu bir erdeme donusturuyorsun."
"daha once de dedim ya, herkes gibi. hem bunu yalniz senin hesabina yapiyorum; benim dostum olarak kalman icin kendi ruhumun yaralanmasini kabulleniyorum."
Saturday, October 1, 2011
Friday, September 30, 2011
Monday, September 5, 2011
Monday, August 15, 2011
Işığımız Sönmesin :)
Günü geceye kavuşturmadan ,duyduklarına ve gördüklerine seviniyor insan ,duyabildiğine ve görebildiğine de .Kah hastane yokuşunda , kah dostların arasında ,Kutlama her defasında ayrı renkte ve siluette görünüyor insana,her defasında isim değiştiriyor.
Asıl kutlama birliktelik ,asıl kutlama sevmek ,sevdiğini göstermek,sevmeyi denemek! Bir fakirin duasında hayat bulabiliyorsa adımız,bir yetimin yüreğine huzur buldurabiliyorsa ,sevgi sözcüklerine boğulabiliyorsa belli belirsiz ve tanıdık-tanımadık gülümsemelerden,mutluluklardan nasiplenebiliyorsa ,sevgi fidanları yeşertebiliyorsa inadına,inançla ve gururla ;birlikte söyleyebileceğimiz güzel bir şarkı tutturmuşuz demektir..
Neşeyle,Umutla,Gür sesimizle söylediğimiz,ritmini duyan herkese söyletebildiğimiz bir şarkı .....
Samimiyetle söylediğimiz bu şarkımızın ritmi , birlikteliğimiz hiç bozulmasın!
Friday, August 12, 2011
Wednesday, August 10, 2011
SiberKamp Biter ,İlk Mezunlara Hüzün Çöker :(
Tek tatil günlerimiz olan haftasonlarımızda kimimizi Ankaradan kimimizi Sakaryadan Bursadan kuşlar uykusunu almadan yollara düşüren "SiberKampımız " bitti .Üzüntü verici çünkü others-itü grubu samimi ,eğlenceli öğrencilerden oluşuyordu,Eğitmenlerimize laf yok! Kimsenin yanıtını bulamadığı ctf ler tüm haftaya renk katıyor,neşemiz eksik olmuyordu.Umarım bu eğlenceli ekip dağılmaz ,hocamız tecrübelerinden bizi mahrum bırakmaz :))
http://blog.bga.com.tr/duyurular/bga-siber-guvenlik-kampi-ilk-mezunlarini-verdi
Firewall,HTTPS Tünelleme
FIREWALL
Tünelleme
yöntemiyle firewall lar aşılabilir.Firewalları kısaca özetleyecek olursak ,bu
sistemler paket filtreleme,durum denetimi ve proxy service ile çalışır .Paket başlıklarındaki protokol
bilgilerini kullanmanın yanısıra, IP adresi ve port numarasını kullanarak da engelleme
yapabilirler. L7 firewallar (bu firewall lar imza yada davranış tabanlı
çözümleme yaparlar ) hariç gönderilen paketin içeriği ile ilgilenmezler.
Paket
gönderip ,dönen cevapları inceleyerek ,sistemde firewall olup olmadığı
anlaşılabilir.
Firewall
lar SSL kullanılarak(L7 firewallar da dahil olmak üzere) ,ip parçalama ve
encoding yöntemi ile atlatılabilir.
HTTPS TUNNELING
Tünelleme işlemi HTTPS protokolü üzerinden yapılıyorsa HTTPS Tünelleme adını
alır.Bu protokolde veriler browserdan servera yada serverdan browsera güvenli
biçimde aktarılır.Binary bir protocoldür .
HTTPS tünelleme ,HTTP tünelleme gibi
proxy mantığıyla çalışır . Kullanıcı browser kullanarak, HTTPS trafiğini proxy
üzerinden geçirebilir. Farklı olarak, data trafiği şifreli biçimde aktarılır ve
ağ trafiğinizi sniff eden üçüncü bir makine olsa bile , trafiğiniz çöp
karakterler şeklinde görüneceği için üçüncü kişi için bir anlam taşımaz.
Trafik proxy üzerinden
aktarıldığında ,veriler bu binary protokol ile gönderildiğinden proxy hiçbirşey
anlamaz .Proxy nin görevi sadece server-
client arası veri değişimi için binary akışa izin vermektir.Böylece proxy
server ı şaşırtıp herhangi bir servera bağlanılabilir,veri değişimi
gerçekleştirilebilir.O anda biz işlem yaparken proxy, sadece http aktarım
yaptığımızı sanar.
Bu tünelleme size browser
gibi internet uygulamalarında ,firewall lara rağmen gizli biçimde
gezinebilmenizi ve Proxy i desteklemeyen protokollere(TELNET,FTP) doğrudan
tünelleme yapabilmenizi sağlar.
İçerik filtrelemek için https
trafiğini izlemeniz gerektiğinde ,https
trafiğini proxy üzerinden geçirerek yada SSL ile içeriğini okuyarak filtreleme
yapabilirisiniz.
Https
üzerinden yapılan tünelleme yöntemi en çok tercih edilen yöntemlerden biridir.
Thursday, August 4, 2011
Monday, July 18, 2011
Kafes Çarpımı
Kafes Çarpımı (Lattice Multiplication)
Tarihi çarpma algoritmalarından birsidir. Bu çarpma algoritmasının özelliği, çarpma işlemi sırasında kafes benzeri bir sayı tablosu kullanmasıdır.
16. yüzyılda yayınlanan Umdet-ul Hisab isimli kitabında Matrakçı Nasuh tarafından 6 ayrı halinin anlatıldığı çarpma metodu o yıllardaki Enderunda matematik eğitiminin parçası olarak okutulmuştur.
Algoritma basitçe 3 aşamadan oluşur.
1.Çarpma aşamasında sayıların çarpımından çıkan 2 haneli sayılar kafese doldurulur.
2.Toplama aşamasında kafesteki sayılar çaprazlamasına toplanır.
3.Son olarak elde edilen sayılar birleştirilerek toplanır.
http://www.bilgisayarkavramlari.com/2010/06/07/kafes-carpimi-lattice-multiplication/
"Alıntıdır"
Yazan : Şadi Evren ŞEKER
Tarihi çarpma algoritmalarından birsidir. Bu çarpma algoritmasının özelliği, çarpma işlemi sırasında kafes benzeri bir sayı tablosu kullanmasıdır.
16. yüzyılda yayınlanan Umdet-ul Hisab isimli kitabında Matrakçı Nasuh tarafından 6 ayrı halinin anlatıldığı çarpma metodu o yıllardaki Enderunda matematik eğitiminin parçası olarak okutulmuştur.
Algoritma basitçe 3 aşamadan oluşur.
1.Çarpma aşamasında sayıların çarpımından çıkan 2 haneli sayılar kafese doldurulur.
2.Toplama aşamasında kafesteki sayılar çaprazlamasına toplanır.
3.Son olarak elde edilen sayılar birleştirilerek toplanır.
http://www.bilgisayarkavramlari.com/2010/06/07/kafes-carpimi-lattice-multiplication/
"Alıntıdır"
Yazan : Şadi Evren ŞEKER
Thursday, July 14, 2011
Gökkuşağı Beyazı
Ne sinsi bir gülüş ,ne kirli güne uyanış ,bir sen lazımsın bana ey sevgili,
gül kokun ,gül yüzün ,gül yüreğin gerek bana
Duyamayacağın sesle haykırıyorum sana ,belki dönemeyeceğin yönde ,hissemeyeceğin sıcaklıkla !
Sen bana bakma ,ben ağlarım geceleri ,pişmanlıklar bürüdüğünde yüreğimi ,
belki boşşeye herşeye üzülürüm ,gün biter ,an biter ana üzülürüm,
sesli kahkahalarımın kenarında boğulur sessiz haykırışlarım ,rüzgarına karışır,
sen bakma bana ,ben giderim ,gidene üzülürüm....
çakıllar dökülür tepeme , yağmur yıkar yollarımı ,ben yağmura üzülürüm ....
Her sabah yeni bir gözlük takar ,ayrı renkte seyrederim dünyamı ,
rengine bürünürüm ,
Sen bana bir benim rengimle bak sevgili ,
Ben gökkuşağı gibi rengarenk seyrederken seni,
Sen yalnız gökkuşağı beyazıyla seyret beni,
Nefsin çemberi saramadı seni ,
Kusuruma ver ,yaldızınla ,ışığınla gör beni ,
Bir tarif edebilsem ,nedir bu iç çekiş,nedir kimsesizlik?
Hiçlik değil elbet ,hiçlik böyle derin azap verebilir mi ?
Neyin arayışı ,neyin eksikliği ,neyin keşfi ,
ne bekleyişi,neyin girdabı?
Ben sorar,sorduğuma üzülürüm!
Kimi bilmeyen nasıl bilebilir kimsesizliği ,
Benim kimim sensin ey sevgili ,
Tüm bekleyişim ,tüm sorularım,tüm derdim
Gittiğini göremedim ,gelişini göremediğim gibi ?
Sen bana bakma ben hiç görmediğimi özlerim, ona da üzülürüm....
Monday, July 4, 2011
Monday, June 27, 2011
Saturday, June 18, 2011
Gezilecekler Listesi
Sizinle TRT Türk ekranında rastladığım ve çok da hoşlandığım bir belgesel programının linkini paylaşmak istiyorum ,gezilen yerlere her hafta yenileri ekleniyor ,bir göz atın derim ;)
http://www.ademinseyirdefteri.com/
http://www.ademinseyirdefteri.com/
Sunday, May 29, 2011
Biraz da teknik paylaşımlarda bulunalım ,değil mi ?
Çok yakında Grasshoppers ekibi olarak ,bu dönem geliştirdiğimiz .net ortamında 3 katmanlı mimariye örnek teşkil eden, restoran otomasyonunun (RESTORANTE dö la ŞANTE ) ve nesneye yönelik programlama ile C# da kodladığımız Dama Oyunu kodlarını , arayüzlerini sizlerle paylaşacağım. Umarım ufak bir faydamız dokunur.
Yapıcı eleştirilerinizi de bekliyor olacağım.
Finaller sonrasında görüşmek üzere!
Bu arada bir sonraki adım GO oyunu programlama,stratejik bu oyunun yapay zeka kısmında küçük birşeyler yapmayı da planlıyoruz.
Kendi adıma da ,Yaz dönemimde stajım dolayısı ile Bilgi Güvenliği konusuyla bayağı haşırneşir olacağım.Kazanımlarımı vaktim elverdikçe sizlerle paylaşmayı tasarlıyorum.Umarım bir aksilik olmaz. :) :)
Çok yakında Grasshoppers ekibi olarak ,bu dönem geliştirdiğimiz .net ortamında 3 katmanlı mimariye örnek teşkil eden, restoran otomasyonunun (RESTORANTE dö la ŞANTE ) ve nesneye yönelik programlama ile C# da kodladığımız Dama Oyunu kodlarını , arayüzlerini sizlerle paylaşacağım. Umarım ufak bir faydamız dokunur.
Yapıcı eleştirilerinizi de bekliyor olacağım.
Finaller sonrasında görüşmek üzere!
Bu arada bir sonraki adım GO oyunu programlama,stratejik bu oyunun yapay zeka kısmında küçük birşeyler yapmayı da planlıyoruz.
Kendi adıma da ,Yaz dönemimde stajım dolayısı ile Bilgi Güvenliği konusuyla bayağı haşırneşir olacağım.Kazanımlarımı vaktim elverdikçe sizlerle paylaşmayı tasarlıyorum.Umarım bir aksilik olmaz. :) :)
Subscribe to:
Posts (Atom)