CEM SULTAN VAKASI (OLAYI)
Bu gün 3 arkdaş Osmanlı Devleti hakkında konuşurken konu ,padişahlarımızın ölüm nedenlerine oraan da , Genç Osman a ve Cem Sultan a geldi,biraz araştıralım dedik ve edindiğim bazı bilgileri sizinle de paylaşmak istedim.
Aşağıda Cem Sultan ile kardeşi II Bayezid arasında geçen bir konuşmaya da değindim.Cem Sultan tahtı hak ettiğini düşünüyor,II.Bayezid ise ona bu Allah'ın taktiri,sen dünya işine bel bağlama diyor,tartışılması gereken bir durum aslında, Eğer taht ikisinden birinin hakkı ise ben Cem sultanı haklı görüyorum.Bu görevi iktidar tutkusu değil , Cihad tutkusu için yapmak istediğini düşünüyorum II.Beyazıt ın ise şans eseri elde ettiği bu iktidar gücünü,aslında kendi tutkusu için bırakmadığı görüşündeyim,çünkü güç sahibi herzaman insiyatif kullanabilir,kişi elinde tuttuğu güç ile sınanabilir.II Beyazıt elindeki bu güç ile sınandı,tutkusunun esiri oldu ,diye düşünüyorum.Fakat diğer padişahların askine kardeş katlini değil de kardeş kalbini savunması ,kardeşinin hayatı için elinden geleni yapması takdire şayan,yüce bir yürek,saf bir sevgi .
Hiçbirşey göründüğü gibi değil,derin bir örüntü başı sonu belli değil,saklı bir dünya oyunu..
Aslında çok boyutlu bir durum her yönüyle ibretlik,her yönüyle akıl tutulması,ne büyük bir sevgi ve ne büyük bir tutku,aynı kutuya koymak nekadar da zor.....
Peki ya birlik yerine teklik tercihi,bu büyük hiyerarşi,ölüm mü tek çaresi,kardeş katli mi,yok mudur aksi bir örneği...
Tutkularımız uğruna küçük bir aile bile olamazken,koca cihan devlet olmak nasıl mümkün?
Soruyorum kendime ,nedir devlet bekası,hepimiz için ise neden o küçük ailenin fertleri bölünmeli ölmeli,yok bizim için ise onlar da biz değil mi ,neden baştakinin diğerlerini öldürmesine biz halk olarak, devlet bekası olarak izin verdik,doğru yerde susmasını bilemedik ,her yerde sustuk.
Genç Osmanı yeniçerilere boğdururken de sustuk ,cem sultanı ,abdülmecit i öldürülürken de ....anlaşılan onlar padişahlığı becerdiler de biz halk olmayı beceremedik. Sadece ağıt yakmayı becerdik!......
Cem Sultan vakası, beş asır öncesinden kalan hüzün, acı ve ıztırap dolu bir hikâyedir... Osmanlı tarihinde Yıldırm Bayezid' in Timur' un elinde esir düşüp, demir kafese hapsedilmesinden sonra ikinci büyük trajik hadisedir.
Cem Sultan, Türk tarihinin en bahtsız isimlerindendi. Fatih'in oğluydu ve zamanının en meşhur alimlerinin elinde yetişti. Devlet idaresine daha çocuk yaşındayken alıştırıldı; sancak beyliği ve valilik yaptı. Babası 1481 Mayıs'ında öldüğü zaman Cem henüz 22 yaşındaydı .3 Mayıs 1481'de Fatih Sultan Mehmed'in ölümü üzerine Amasya'da bulunan Şehzade Bayezid ve Konya'da bulunan Cem Sultan'a sadrazam Karamani Mehmed Paşa tarafından ulaklar gönderildi. Ancak Cem Sultan'a gönderilen haberci, yolda Anadolu Beylerbeyi Sinan Paşa tarafından yakalandı.
Cem Sultan, babasının vefatını dört gün sonra öğrenebildi. Bu olayların yaşanması üzerine yeniçeriler ayaklanıp Karamani Mehmed Paşa'yı öldürdüler (4 Mayıs 1481). Şehzade Bayezid'in, İstanbul'da bulunan oğlu Korkut'u saltanat naibi ilan ederek onu tahta çıkardılar.
Şehzade Bayezid, 21 Mayıs 1481 günü İstanbul'a varır varmaz devlet idaresini eline aldı. Cem Sultan ise 4000 kadar askeriyle birlikte 27 Mayıs 1481'de İnegöl önlerine geldi. Sultan İkinci Bayezid, Ayas Paşa idaresindeki bir orduyu Cem Sultan'ın üzerine gönderdi.
28 Mayıs'ta yapılan savaşı kazanan Cem Sultan Bursa'da padişahlığını ilan etti. Kendi adına hutbe okutarak para bastırdı. Çok geçmeden Sultan İkinci Bayezid'e bir mektup gönderen Cem Sultan, Osmanlı topraklarını eşit olarak paylaşmayı teklif etti. Kabul edilemeyecek bu teklif karşısında harekete geçen Sultan İkinci Bayezid, ordusuyla birlikte Cem Sultan'ın üzerine yürüdü.
Yenişehir Ovası'nda yapılan savaşı kaybeden Cem Sultan, Konya'ya geldi. Burada da kalamayacağını anlayan Cem Sultan, yanına ailesini de alarak Kahire'ye doğru yola çıktı. Kahire'de iken Hac mevsiminde Hicaz'a gitti. Hac'dan sonra tekrar Kahire'ye gelen Cem Sultan, ağabeyi Sultan İkinci Bayezid'den bir mektup aldı. Bu mektupta, padişahlıktan vazgeçtiği takdirde kendisine bir milyon akçe ödeneceği belirtiliyordu. Ancak Cem Sultan bunu kabul etmedi. İkinci bir teklifi de geri çeviren Cem Sultan, tekrar ülkesine döndü.
27 Mayıs 1482'de Konya'yı kuşatan Cem Sultan, Sultan İkinci Bayezid'in yaklaşması üzerine kuşatmayı kaldırarak Ankara'ya gitti. Oradan da tekrar Mısır'a gidecekti, ancak yollar tutulmuştu. Bu sırada Rodos şövalyelerinden Pierre d'Aubusson onu Rodos'a davet etti.
Anadolu'ya geçip ağabeyiyle bir başka savaşa tutuştu, tekrar yenilince de memleketini ebediyyen terketti, asırlar boyunca tarihin en büyük gurbet maceralarından sayılacak olan 13 senelik bir gurbete atıldı.
İlk durağı, Rodos' tu. Adanın o zamanki hâkimi olan şovalyeler Cem' i hem Avrupa' ya, hem ağabeyi Bayezid' e pazarlamaya çalıştılar, iki taraftan da binlerce altın kopardılar ama bir Türk baskını endişesiyle Cem' i Fransa'ya geçirdiler. Avrupa'daki hemen bütün devletler Cem'i ele geçirebilmek için uğraşıyor, şovalyeler ise şehzadeyi bir şehirden ötekine taşıyorlardı. Şovalyelerin reisi d'Aubusson bu tehlikeli maceraya nihayet bir koydu: Yüklü bir para ve kardinal unvanı karşılığında Cem' i Roma' ya, Papa İnnocent' e satıverdi.
Fatih' in bu en sevgili oğlu artık Roma'daydı ve Hristiyan dünyasının Türkler'e karşı hem pazarlık hem tehdit konusu haline gelmişti. Papa'nın hayali Cem' i İstanbul'a karşı başlatılacak bir Haçlı seferinde kullanmaktı, hattâ bu iş için Tuna boylarında bir Macar ordusu bile bekletiliyordu ama şehzade memleketine karşı olan bütün bu teklifleri reddetti. Venedikliler'le Napoli Krallığı da Cem'i Papa'nın elinden alabilmenin yarışındaydı; Papa ise İstanbul'dan daha fazla haraç alabilmenin peşinde... Bayezid, tahtın rakibi Cem'i kendisine iade etmesi yahut öldürmesi için Vatikan'ı hazineler teklif ediyor, Papa ise İstanbul'un altın musluklarını açık tutabilme çabasıyla Cem'i kaleden kaleye naklediyor ve İstanbul'dan devamlı bir haraç alma yolunu seçiyordu.
Derken İnnocent öldü, yerini o zamanların İtalya'sının en kanlı ailelerinden birinden, Borjiyalardan gelen Roderica aldı ve 6. Alexandre ismiyle papalık tahtına oturdu. İtalyanlar Cem'i Alexandre zamanında da pazarladılar ve Bayezid'den kâh tehditle ve kâh vaadlerle her sene gene keseler dolusu altınlar alındı. Günün birinde Fransa Kralı 8. Charles Cem'i kullanarak Kudüs'e doğru bir Haçlı Seferi planladı. Şehzadeyi ele geçirmek için Roma'ya girdi ve Papa için Cem'i krala vermekten başka çare kalmadı. Papa Alexander şehzadeyi Fransız kralına teslim etti ama bahtsız Cem bir başka gurbete uzanışından birkaç gün sonra, 1495'in Şubat'ında acılar içinde kıvranarak can verdi. Papa, seneler boyu haraç kaynağı olan şehzadeyi başkasına yâr etmemiş, Kral' a vermeden önce zehirlemişti...
Cem' i tam 13 yıl İstanbul' a karşı senelerce koz niyetine kullanan Avrupa, şehzadenin tabutunu bile para vasıtası haline getirdi. Tabut yeniden şehir şehir dolaştırıldı. Cenazesi Bursa' ya getirilip defnedildiğinde ölümünün üzerinden iki sene geçmiş ve Bayezid' e çok büyük bir hazineye malolmuştu.
Cem Sultan'ı kullanmak isteyenlerden birisi de Papa VIII.Innocent'di. Papa, Cem Sultan'ı bahane ederek Osmanlılara karşı bir haçlı seferi düzenlenmesini istiyordu. Ancak bunda başarılı olamayınca Cem Sultan'a Hıristiyan olma teklifinde bulundu. Buna karşılık Cem Sultan ona şöyle cevap verdi: "Değil Osmanlı Saltanatı, hatta bütün dünyanın padişahlığını verseniz dinimi değiştirmem".
Cem Sultan, ağabeyi Sultan İkinci Bayezid'e yazdığı bir şiirinde ona şöyle seslenir: "Sen bister-i gülde yatasın şevk ile handan, Ben kül döşenem külhan-ı mihnette sebeb ne" (Sen gül döşenmiş yatakta neşeyle gülerek yatarken, ben zahmet ve eziyet içinde küle batayım, neden)
Sultan İkinci Bayezid ise ona şöyle cevap verir: "Çün rüz-i ezel kısmet olunmuş bize devlet, Takdire rıza vermeyesin böyle sebeb ne, Haccacü'l-Haremeynüm deyüben da'va kılarsun, Ya saltanat-i dünyeviye bunca taleb ne" (Bize ezelden saltanat kısmet imiş, sen ise kadere rıza göstermedin buna sebep ne, Hacca gittin kendini temizlemek davasına düştün, peki dünya saltanatı için bunca hırs niye"
Cem Sultan vakası Osmanlı tarihinde Yıldırım Bayezid'in Timur'un elinde esir düşüp, demir kafese hapsedilmesinden sonra ikinci büyük trajik hadisedir. Rumeli'den tekrar Osmanlı topraklarına gelmek isteyen Cem Sultan, 13 yıl esir hayatı yaşadı. En son Papa'nın elinden Fransız Kralı tarafından kurtarılmış, ancak büyük bir ihtimalle zehirlendiği için bir hafta içinde yolda vefat etmiştir.
Papa'nın bir haçlı seferine kumanda ederek Osmanlı devleti ile savaşma teklifini reddettiğinde Papa, dilini anlamadığını zannettiği Cem Sultan'a:"Öyleyse burada it gibi sürün" demesine karşılık olarak Cem Sultan, Papa'ya şöyle demiştir: "Sizin elinize düşen itten beter olmayacağızdı da, ya nice olacağızdı" ve Papa'yı utandırmıştır.
Cem Sultan'ın bakım masrafları için Papa, Sultan İkinci Bayezid'den yılda 40.000 altından fazla para kopartmayı başarmış, Cem Sultan'ı serbest bırakma tehditleriyle de Osmanlı fetihlerini durdurmuştu. Bu olay ileride Şehzade katli için de önemli bir mesnet teşkil etmiştir.
No comments:
Post a Comment