Thursday, December 2, 2010

YGA Liderlik Konferansından İlk İzlenimlerim

Merhaba Hayal ortaklarım !!

Zihnime işleyen bu hitabı oldukça seviyorum ve izninizle size de böyle hitap edeceğim.
Bugun belki de hayatımda ki en değerli konuda en onurlandığım ,anları yaşadığım,kelimelere dökmekte zorlandığım anlar yaşadım .

       Evet ,dünyada hala bir örneğinin var olduğuna şahit olduğum ve bu örneğe de kendi ülkemde rastladığım bu hamurda,kusursuz bir sevgi arayışına,idealist bensiz bir bakış açısına,içtenlik,dürüstlük,cesaret ve ortak aklın eşsiz sekilenişine tanık oldum.27 kasım 2010 insani değerlerimi gerçek anlamda tekrar sorgulamam gerektiğini anladığım bir tarih.Yaptıklarımın, hayal ortaklarımın yaptıkları karşısında,yapabileceklerim karşısında ,yetersiz kaldığını gördüm.
Aynı zaman ve mekanı paylaştığım bunca insan(çift kanatlı melek) konuştukça ,küçüldü yüreğim ,o kadar büyüktü ki yürekleri ve küçüktü ki benlikleri ben küçücük kaldım ,yetmedi beni de aldılar aralarına o kadar büyüktü ki yürekleri yüreğim ilham aldı genişledikçe genişledi,bensiz kaldım.
       Bakışları yüreklerindeki derinliği yansıtan bir ayna...o kadar derin ki yürekleri ,onlar baktıkça yüreğime ,derinliklerinde kayboldum ben de, Allah ım bu ne coşku, hayallerimin izdüşümlerini bu meleklerde görmek,doğrularımı nasıl gerçekleyeceğimi kavramamı sağladı.Dünyada başka hangi toplulukla bu derece içten ,adil,cesaretle çalışılabilirdi.
      Sabrınızı zorlayarak en baştan anlatmak istiyorum. Günlerdir beklediğim YGA için sadece sayılı saatler vardı ,sabah 05:45 de edirneden İstanbul a kalkacak aracımız gelene kadar 1 saat kadar uyumaya karar verdiğimde saat tam 03:00 tü.YGA ya birlikte gitme fırsatı yakaladığım namıdeğer ötünç (özlem) ,beni uyandıracağını söylemişti,fakat geçmişteki istisnalardan 1 saatlik uyku için koca semineri kaçırma korkusu içimi sarmaladı ve uyumak ne mümkün,hala ayaktayım, bahsettiğim saatte bir otobüs arkadaş ile birlikte yola çıktık,Trakya sorumlusu liderimiz de diğerleri gibi oldukça içtendi,biraz sohbet sonrası Lütfi Kırdar da idik.Ne görelim …..hayatımın en uzun kuyruğu belki de 1000 kişi kapıda sıradaydı,Belki bukadar uzun bir sıra beklememiştm fakat bu denli eğlenceli bir kuyruk ile de karşılaşmamıştım.


Beklemeye değer tabi,Askeri Müzenin toplarını izlerken sıra bize gelmişti bile,girdik girmesine de salon tıklım tıklım oturacak yer yok ,kedi gibi sağa sola koştuktan sonra,balkonda (en güzel yerdi) yer bulduk.Atmosfer karşılaşacağım şeylerin ehemmiyetini ve içtenliğini yansıtıyordu,………………..İlk konuşmacı Sevgili Güler Sabancı  =)  daha önce bukadar idealist bir kadın ile karşılaşmamıştım.Dünyada ilk 50 kadın arasında gösterilmesine şaşmamalı,anlattıkça büyüdü gözlerimde,Sakıp Babanın ancak böyle bir kızı olabilir dedirtiyordu adeta.DÜRÜSTLÜK ,CESARET,İNANÇ , ÖNGÖRÜ,YARATICILIK,İNSAN SEVGİSİ kelimelerini ağzından düşürmedi,konuşurken yaşıyor,yaşarken savaşıyordu.İNSAN SEVGİSİ,İNSAN SEVGİSİ......


       Tv lerde gazetelerde insanı paranoyaya düşürecek ,hayattan ,insanlardan soğutacak onca sebep varken, sokaklarda cinayetler ,kaçakçılık kol geziyorken,beyaz bir buluta doluşmuş bunca çift kanatlı meleğin ,güzel bir geleceğe bugünden başlamak üzerine konuşabilmeleri ,tasfir edilemeyecek kadar güzel ve ufuk açıcıydı.
Sahada deneyim, tecrübeye dayalı eğitim,pratik uygulama……. Kişisel gelişim ile ilgili yazılmış onlarca kitap bulabilirsiniz.fakat kişisel gelişim bir araçtır,daha İYİ bir dünya için bizlere dünyayı değiştirecek insanlar gerek …. Diyecek kadar bugünü bilen ve ileriyi gören bir kadın Güler Sabancı ve gelecek yy ın liderleri takım arkadaşlarına güç verecektir diyor ve İNANCI; söylediklerine ,yapılması gerekenlere inanmak,cesaretini korumak,şikayet etmemek,sorunlarla değil çözümlerle uğraşmak ve ön yargısız iyi niyetli yaklaşım diye tasfir ediyordu.

Ve Sakıp Babanın gücünü nerden aldığına değinerek bize de başarılmış bir yolun ,gizli haritasını sunuyordu.Bu gücü önce kendine ,ekibine ,çevresine ve Türk halkına inancına bağlıyormuş Sakıp Baba ,akıldan plandan ,çalışmak ,inanç ve çözümden (her şartta)yanaymış.

Benim fikrimi soracak olursanız ,Evet belki Sakıp Baba da 1 çirt çorap  götüremedi yanında fakat ,yakutları çatlatacak güzellikte bir kalp ve berrak bir zihin götürdü,bize de aynasından yansıyan parıltılar bıraktı… bu mirasın bilincinde olduğunuza eminim.









        Maalesef şu sıra sınav dönemim ve içimden kopartarak anlatmak istediğim şeyleri birkaç gün ertelemek durumundayım. Birkaç gün içinde diğer izlenimlerimi de geciktirmeden paylaşacağım .Şimdilik özünüze mohkem bakın :)



No comments:

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2015

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2015

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2015

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2011

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2009

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2007

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2008

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2015

Kendi Çalışmalarım

Kendi Çalışmalarım
2009